|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ Yemîn olsun tîn’e (incire) ve zeytine! |
1 |
|
وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ Ve Sînâ dağına! |
2 |
|
وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ Ve bu emîn beldeye (Mekke’ye)! |
3 |
|
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ Gerçekten (biz) insanı, en güzel bir biçimde yarattık! |
4 |
|
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ Sonra onu, aşağıların aşağısına çevirdik. |
5 |
|
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ Ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler müstesnâ; artık onlar için, tükenmez bir mükâfât vardır. |
6 |
|
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ O hâlde (ey insan), bundan sonra sana dîni (hesab gününü) yalanlattıran nedir? |
7 |
|
اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ Allah, hükmedenlerin en (iyi) hükmedeni değil midir? (Evet!) |
8 |