Tâ-Hâ Suresi 87. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Tâ-Hâ Suresi 135 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 45. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 312 sayfa numarasında yer almaktadır.
قَالُوا مَٓا اَخْلَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلٰكِنَّا حُمِّلْـنَٓا اَوْزَاراً مِنْ ز۪ينَةِ الْقَوْمِ فَقَذَفْنَاهَا فَكَذٰلِكَ اَلْقَى السَّامِرِيُّۙ
Sureler
Mushaf
Sayfa 312
Sayfa 312
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi
Tâ-Hâ Suresi
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 86. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 86. Ayet
Sonraki
Tâ-Hâ Suresi 88. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 88. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlar dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık. Fakat Mısırlıların zinet eşyasından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik, onları erisin diye ateşe attık, aynı şekilde Sâmirî de atmıştı.” |
Abdullah Parlıyan | Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır'lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Sâmirî de atmıştı. |
Adem Uğur | Dediler ki: "Biz kasıtlı olarak sana muhalefet etmedik. . . Fakat biz halkımızın zinetinden ağırlıklar yüklenmiştik de onları kaldırıp (Samirî'nin ateşine) attık. . . Samirî de işte böylece atmıştı (biz onu taklit ettik). " |
Ahmed Hulusi | 'Biz sana verdiğimiz sözden, isteyerek, kendiliğimizden dönmedik. Fakat mecbur olduk. Kadınlarımızın, Firavun’un kavminden, hile ile ödünç olarak aldığı süs eşyalarının günahı omuzlarımıza yüklenmişti. Günahtan kurtulmak için onları ateşe attık. Sâmirî de kendi mücevheratını böylece attı.' dediler. |
Ahmet Tekin | Dediler ki: 'Biz sana verdiğimiz sözden kendi başımıza dönmedik. Ancak o kavmin süs eşyalarından bize birtakım yükler yüklenmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Sâmir de attı.' |
Ahmet Varol | Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı." |
Ali Bulaç | Onlar dediler ki: “- Biz, sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıptî) kavmin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Samirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı.” |
Ali Fikri Yavuz | “Biz,” dediler, “sana verdiğimiz sözden, bizzat kendimizden kaynaklanan iradî bir tasarrufla caymadık. Fakat üzerimizde o topluluktan (Mısırlılardan) kalma ziynet eşyaları vardı ve bunlar bize yük oluyordu. Onları bıraktık. Samirî de eritmek için onları ateşe attı.” |
Ali Ünal | Onlar, “Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. Ancak o ulusun süs eşyalarından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık; aynı şekilde Sâmirî de attı” dediler. |
Bayraktar Bayraklı | Onlar: «Sana verdigimiz sozden kendi basimiza caymadik. O milletin ziynet esyasindan bize yukler dolusu tasitildi. Biz onlari atese attik, ayni sekilde Samiri de atti» dediler. |
Bekir Sadak | Onlar dediler ki: Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık; ama o kavmin zînetinden ağırlıklar yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, Sâmiriy de bizim gibi (taşıdığını) ateşe attı. |
Celal Yıldırım | Dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymadık. Fakat biz o halkının (Mısırlıların) mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları (eritmek için) ateşe attık. (aynı şekilde) Samiri de kendi mücevherlerini attı.” |
Cemal Külünkoğlu | Şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.” |
Diyanet İşleri | Onlar: 'Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O milletin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık, aynı şekilde Samiri de attı' dediler. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır'lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Sâmirî de atmıştı. |
Diyanet Vakfı | 'Sana verdiğimiz sözü kendi kafamıza göre bozmadık. O halkın süs eşyaları bize taşıtıldı. Onları attık. Samiri işte böyle bir şey ortaya çıkardı,' dediler. |
Edip Yüksel | Onlar dediler ki: «Biz sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıbtî) kavminin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları (ateşe) attık. Sâmirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı.» |
Elmalılı ( Sade ) | Onlar: «Biz, sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz, o kavmin zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık; Samiri de attı. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | (87-88) Biz dediler, senin va'dine kendiliğimizden hulfetmedik ve lâkin o kavmin ziynetinden bir takım ağırlıklar yüklenmiş idik, onları ateşe attık, kezalik Sâmirî de bıraktı derken onlara bir dana, böğürmesi var bir cesed çıkardı, bunun üzerine dediler ki işte bu sizin ilâhınız ve Musânın ilâhı fakat unuttu |
Elmalılı Hamdi Yazır | Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı." |
Gültekin Onan | Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır'lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Sâmirî de atmıştı. |
Harun Yıldırım | Dediler: «Biz sana verdiğimiz sözden kendimize mâlik olarak caymadık. Fakat biz o kavmin zînetinden bir takım ağırlıklar yüklenmişdik de onları (ateşe) atmışdık. Sâmiriy de (kendi zînetini) böylece atmışdı». |
Hasan Basri Çantay | (Onlar) şöyle dediler: 'Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik; fakat biz, o kavmin (Mısırlıların) ziynet eşyâsından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik; sonra onları(eritmek üzere ateşe) attık; işte aynı şekilde Sâmirî de attı.' |
Hayrat Neşriyat | Onlar: Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O kavmin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı ve biz onları attık. Samiri de aynı şekilde attı, dediler. |
İbni Kesir | Kavmi Musa'ya "Biz seninle yaptığımız antlaşmaya kendi isteğimizle muhalefet etmedik. Ancak terk ettiğimiz kavmin (emanet) ziynetleri yük olarak bize taşıtıldı. Bizde taşıdığımız bu haksız ziynetleri attık, Samiri de onları alıp attı (ateşte eritti)" dediler. |
İlyas Yorulmaz | Dediler ki: “Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik, biz onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.” |
İnsan Dergisi | Bunun üzerine Musa, son derece öfkeli ve üzgün bir hâlde halkına döndü ve "Ey halkım!" dedi, "Rabb'iniz, tevhid inancından sapmadığınız sürece, size her türlü nimetlerini vereceğine dair güzel bir vaatte bulunmamış mıydı? Bu sözün gerçekleşme ihtimali size çok mu uzak geldi, yoksa Rabb'inizin gazabına mı uğramak istediniz ki, bana verdiğiniz sözden böyle dönüverdiniz?" |
Kadri Çelik | "Sana verdiğimiz sözden biz kendi isteğimizle dönmedik; fakat (Mısır) halkı(nın kirli) zinet yükleriyle yüklüydük; ve bu yüzden onları (ateşe) attık; aynı şekilde Samiri de (kendininkini) attı." |
Mahmut Kısa | Dediler ki: Sana verdiğimiz sözden, kendimize mâlik olarak caymadık biz, fakat Mısırlıların ziynet eşyâlarını almıştık ya, onları, erisin diye ateşe attık, böyle telkin etti Sâmirî. |
Muhammed Esed | Onlar (kendilerini) şöyle savundular: "Biz sana verdiğimiz sözü kasıtlı olarak çiğnemedik; fakat (Mısır) halkının ziynet eşyalarına (haksız yere) konmanın vebalini taşıyorduk; ama biz onları (sorumluluktan kurtulmak için) kaldırıp attık, bunun üzerine Samiri de (onları alıp ateşe) attı." |
Mustafa İslamoğlu | Dediler ki: «Biz sana olan vaade kendimize mâlik olarak muhalefette bulunmuş olmadık. Velâkin biz kavmin ziynetinden birtakım ağırlıkları yüklenmiştik, onları (ateşe) atıverdik. İşte Sâmirî de öyle atıverdi.» |
Ömer Nasuhi Bilmen | Dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O kavmin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Sâmirî de attı. ” |
Ömer Öngüt | Onlar da: -Sana verdiğimiz sözden bilerek dönmedik. Fakat o kavmin süs eşyasından yük taşımıştık. Sonra Samiri'nin attığı gibi biz de ateşe attık, dediler. |
Şaban Piriş | Dediler ki: “Sana verdiğimiz sözden kendi irademizle caymadık. O kavmin süs eşyasından bazı ağırlıklar yüklenmiştik. İşte onları (kızgın ateşteki kalıba) attık, aynı şekilde Samirî de attı.” |
Sadık Türkmen | Soydaşları dediler ki; «Biz sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. Fakat yanımızda Mısırlılar'a ait birkaç insan yükü süs eşyası getirmiştik. Bu yükleri ateşe attık. Samiri de yanındaki süs eşyalarını ateşe atmıştı. |
Seyyid Kutub | "Biz," dediler, "kendi güç ve irademizle sana olan vâdimizden dönmedik. Fakat biz o halkın, Mısırlıların zinet eşyalarından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Samirî de kendi mücevheratını atıverdi. |
Suat Yıldırım | Dediler ki: "Kendi malımızla senin sözünden çıkmadık", fakat o milletin (yani Mısırlıların) süs(eşyas)ından bize yükler yükletilmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Samiri de attı." |
Süleyman Ateş | Dediler ki: «Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, biz onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.» |
Süleymaniye Vakfı | Dediler ki “Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık. Firavun halkının süslerinden bize yükler yüklendi; biz onları (ateşe) attık[*]. Samiri de aynı şekilde attı.” |
Tefhim-ul Kuran | 'Biz sana verdiğimiz sözden kendi irademizle caymadık,' dediler. 'Biz yanımıza Mısırlıların ziynet eşyalarından bir miktar yük almıştık; onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.' |
Ümit Şimşek | Dediler ki: "Biz sana kendi irademizle/malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Sâmirî de attı." |
Yaşar Nuri Öztürk | (Bir kısmı) dediler ki "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik. Fakat o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, biz onları (haramdan kurtulmak için ateşe) attık. Samiri de (elindekini) aynı şekilde attı." |
Sureler
Sayfa 312
Mushaf
Mushaf
Tâ-Hâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi 86. Ayet
Önceki
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 88. Ayet
Sonraki
Sonraki