Tâ-Hâ Suresi 115. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Tâ-Hâ Suresi 135 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 45. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 312 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَلَقَدْ عَهِدْنَٓا اِلٰٓى اٰدَمَ مِنْ قَبْلُ فَنَسِيَ وَلَمْ نَجِدْ لَهُ عَزْماً۟
Sureler
Mushaf
Sayfa 312
Sayfa 312
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi
Tâ-Hâ Suresi
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 114. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 114. Ayet
Sonraki
Tâ-Hâ Suresi 116. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 116. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Andolsun biz daha önce de, Adem'e buyruğumuzu ulaştırmıştık. Fakat O bunu unuttu. O'nu bilerek isteyerek günah işleyen biri olarak veya yasakladığımız şeye karşı sabır ve dirençli bulamadık. Yani yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli olamadı. |
Abdullah Parlıyan | Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık. |
Adem Uğur | Bundan önce Adem'i bilgilendirmiştik. . . (Fakat) O unuttu. . . Onu (uyarıyı uygulamada) azîmli bulmadık. |
Ahmed Hulusi | Andolsun, daha önce de, Âdem’e yerine getirmesi gereken emirler ve tavsiyeler vahyetmiştik. O bunları unuttu. Biz onda bir azim, kararlı bir davranış, bir gayret bulamadık. |
Ahmet Tekin | Andolsun biz daha önce Adem'e ahid vermiştik ancak o unuttu. Biz onda bir kararlılık bulmadık. [7] |
Ahmet Varol | Kasem olsun ki, bundan evvel Âdem'e de tavsiyede bulunmuştuk. O ise unuttu ve O'nun için bir azm bulmadık. |
Ali Bulaç | Doğrusu bundan önce Adem’e (bu ağaçtan yeme diye) emr ettik de unuttu. Biz onda, bir sabır ve sebat bulmadık. |
Ali Fikri Yavuz | Daha önceleri biz, Adem’e öğüt vermiştik, Fakat onu unuttu. Onu azimli bulmadık. |
Ali Ünal | Ant olsun, önceden Âdem’e de ahit vermiştik. Ancak o unuttu ve onda bir azim bulamadık. |
Bayraktar Bayraklı | Biz vaktiyle Adem'e o yasak ağacın meyvasından yememesini tembih ettik. Fakat o bu tembihimizi unuttu. Onda güçlü irade bulamadık. |
Bekir Sadak | And olsun ki daha önce Âdem'e de emrimizi vermiştik, ama o unuttu, onda bir azim de görmedik. |
Celal Yıldırım | Biz vaktiyle Âdem'e (o yasak ağacın meyvesinden) yememesini tembih ettik. Fakat (o bu tembihimizi) unuttu. (Biz) onda güçlü irade bulamadık (bir isyan kastı ve emrimizde sebat da bulmadık). |
Cemal Külünkoğlu | Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Diyanet İşleri | And olsun ki daha önce 'Adem'e secde edin' demiştik; İblis'ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık. |
Diyanet Vakfı | Geçmişte Adem'den söz almıştık; ancak unuttu. Biz onda bir azim ve kararlılık görmedik. |
Edip Yüksel | Doğrusu bundan önce Âdem'e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlılık) bulmadık. |
Elmalılı ( Sade ) | Gerçek şu ki, bundan önce Adem'e bir emir verdik, ama o unuttu ve Biz onda bir azim de bulmadık. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Filhakıka bundan evvel Âdeme ahid verdik de unuttu ve biz onda bir azim bulmadık |
Elmalılı Hamdi Yazır | Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Gültekin Onan | Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık. |
Harun Yıldırım | Andolsun biz bundan evvel Âdeme de vahy (ve emr) etmişizdir. Fakat unutdu o. Biz onda bir azim bulmadık. |
Hasan Basri Çantay | And olsun ki, daha önce Âdem’e (yasaklandığı o ağaçtan yememesi için) emir vermiştik; fakat (o bunu) unuttu. (Biz) onda bir azim (bir isyan kasdı ve emrimizde sebat)da bulmadık. |
Hayrat Neşriyat | Andolsun ki; Biz, daha önce Adem'e de ahid vermiştik. Fakat o unuttu ve Biz onda bir azim bulmadık. |
İbni Kesir | Ademe (insana) daha önceden bir takım vaatlerde bulunmuştuk ve adem bunları unuttu. Biz ademi (insanı) yeterince azimli bulmadık. |
İlyas Yorulmaz | Şüphesiz biz bundan önce Âdem'e ahit (emir) vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
İnsan Dergisi | Gerçekten Biz vaktiyle Âdem'den de söz almıştık. Fakat o, beşerî bir özellik olarak, verdiği sözü çabucak unutuverdi. Doğrusu onda, emrimize bağlılık konusunda yeterli bir gayret ve kararlılık görmedik. Şöyle ki: |
Kadri Çelik | Ve gerçek şu ki, biz Adem'e önceden buyruğumuzu ulaştırmıştık; ne var ki o bunu unuttu; o'nu, yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli bulmadık. |
Mahmut Kısa | Andolsun ki daha önce Âdem'le de ahitleşmiştik de unutmuştu ve onu, bilerek, isteyerek günah işleyen bir adam olarak da bulmamıştık. |
Muhammed Esed | Ve doğrusu Biz Adem'e, her şeyden önce, talimatımıza (uygun bir fıtrat) nakşetmiştik; fakat o buna yabancılaştı; dolayısıyla Biz onu bu hususta kararlılık sahibi bulmadık. |
Mustafa İslamoğlu | Kasem olsun ki, bundan evvel Âdem'e de tavsiyede bulunmuştuk. O ise unuttu ve O'nun için bir azm bulmadık. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Andolsun ki biz daha önce Âdem'e de ahid vermiştik. Fakat o unuttu. Biz onda azim bulmadık. |
Ömer Öngüt | Daha önceleri biz, Adem’e öğüt vermiştik, Fakat onu unuttu. Onu azimli bulmadık. |
Şaban Piriş | Ant olsun, önceden Âdem’e de ahit vermiştik. Ancak o unuttu ve onda bir azim bulamadık. |
Sadık Türkmen | Biz vaktiyle Adem'e o yasak ağacın meyvasından yememesini tembih ettik. Fakat o bu tembihimizi unuttu. Onda güçlü irade bulamadık. |
Seyyid Kutub | Doğrusu Biz daha önce Âdem’e de vahiy ve emir vermiştik, ne var ki o ahdi unuttu, onda bir azim bulamadık. |
Suat Yıldırım | Andolsun biz, önceden Âdem'e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, unuttu. Biz onda bir azim (ve sebât) bulmadık. |
Süleyman Ateş | Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Süleymaniye Vakfı | Vaktiyle Âdem’e bir görev yükledik ama unuttu[*1]. Onda bir kararlılık bulamadık. |
Tefhim-ul Kuran | Biz daha önce Âdem'e de buyruğumuzu iletmiştik. Fakat o bunu unutuverdi. Doğrusu Biz onda bir azim bulmadık. |
Ümit Şimşek | Yemin olsun, biz daha önce Âdem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık bulamadık. |
Yaşar Nuri Öztürk | Andolsun ki Biz bundan önce Adem'e de (vahyedip) ahid vermiştik. Fakat o unuttu. Biz onda bir azim-kararlılık bulmadık. |
Sureler
Sayfa 312
Mushaf
Mushaf
Tâ-Hâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi 114. Ayet
Önceki
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 116. Ayet
Sonraki
Sonraki