Tâ-Hâ Suresi 110. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Tâ-Hâ Suresi 135 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 45. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 312 sayfa numarasında yer almaktadır.
يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يُح۪يطُونَ بِه۪ عِلْماً
Sureler
Mushaf
Sayfa 312
Sayfa 312
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi
Tâ-Hâ Suresi
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 109. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 109. Ayet
Sonraki
Tâ-Hâ Suresi 111. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 111. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Çünkü O Allah, tüm insanların olmuş olacak, gelmiş gelecek her yaptıklarını bilir. Ama onlar Allah'ı bilgileriyle kavrayamazlar. |
Abdullah Parlıyan | O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz: |
Adem Uğur | Onların önlerindekini de, arkalarındakini de (geçmiş ve geleceklerini) bilir. . . O'nun ilmini ihâta edemezler. |
Ahmed Hulusi | Allah onların âşikare, saklı gizli yaptıklarını da, gelecekte yapacaklarını da bilir. Onların hiçbirinin ilmi, onu anlamaya, kavramaya yetmez. |
Ahmet Tekin | O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlarsa O'nu bilgi bakımından kuşatamazlar. |
Ahmet Varol | O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar. |
Ali Bulaç | Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Kulların ilmi ise asla bunu kavrayamaz. |
Ali Fikri Yavuz | Allah, bütün kullarını gelecekte ve o Yargı Günü’nde neyin beklediğini ve onların dünyadaki bütün halleri, ne yapıp ne söyledikleri dahil bütün geçmişlerini bilir, (bilir de, bazılarına bazıları hakkında şefaat etme yetkisi verir;) o (kul)lar ise, (bunu bilmedikleri gibi,) bilme kapasiteleriyle Allah’ı da asla kavrayamazlar. |
Ali Ünal | “O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onlar, bilgi olarak Allah'ı kuşatamazlar.” |
Bayraktar Bayraklı | Allah onlarin gecmislerini de, geleceklerini de bilir. Onlarin hicbirinin ilmi ise O'nu kusatamaz. |
Bekir Sadak | Allah onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir; onların ilmi ise, O'nu kuşatamaz, kavrayamaz. |
Celal Yıldırım | (Allah) onların önlerindeki (gelecekleri)ni ve arkalarındaki (geçmişleri)ni bilir. Onların bilgisi ise O'nu(n bilgisini) asla kavrayamaz. |
Cemal Külünkoğlu | O, önlerindekini ve arkalarındakini (dünyadaki ve ahiretteki durumlarını) bilir. Onların bilgisi ise Rahmân’ı kuşatamaz. |
Diyanet İşleri | Allah onların geçmişlerini de, geleceklerini de bilir. Onların hiçbirinin ilmi ise O'nu kuşatamaz. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz. |
Diyanet Vakfı | Hiç kimse O'nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir. |
Edip Yüksel | Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Onlar ise O'nu ilmen kavrayamazlar. |
Elmalılı ( Sade ) | O, onların geleceklerini de bilir geçmişlerini de. Fakat onların bilgisi O'nu kapsayamaz. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | O onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir, onlar ise onu ılmen ihata edemezler |
Elmalılı Hamdi Yazır | O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar. |
Gültekin Onan | O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz: |
Harun Yıldırım | O, onların önlerindekileri de, arkalarındakilerini de bilir. Onların ilmi ise asla bunu kavrayamaz. |
Hasan Basri Çantay | '(O) onların önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; ve (onlar) bunu ilmen kuşatamazlar.' |
Hayrat Neşriyat | O, onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onların hiç birinin ilmi asla bunu kavrayamaz. |
İbni Kesir | Çünkü, onların yapıp önlerine koyduklarını ve yapmaları gerekenlerin hangilerini yapmadıklarını yalnızca Rahman bilir. Ama hiçbir kimse, o Rahman hakkında bilgi sahibi olamaz. |
İlyas Yorulmaz | O, önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp ihata edemezler. |
İnsan Dergisi | O Gün hiç kimse, bir başkasının kurtuluşu için Allah katında aracılık edemeyecek. Dolayısıyla hiç kimseye kayırmanın, arka çıkmanın ve şefaatin faydası olmayacaktır. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve konuşmasına rıza gösterdiği kimseler, yine O'nun izin verdiği kimselere şefaat edebilecektir. |
Kadri Çelik | (Çünkü) O, insanların gözleri önünde olanı da, onlardan saklı tutulanı da bütünüyle bilmektedir, ama onlar O'nu bilgice asla kuşatamazlar. |
Mahmut Kısa | Önlerinde ne varsa onu da bilir, artlarında ne varsa onu da ve onların bilgisi, bunu ihata edemez. |
Muhammed Esed | O onların bildiklerini de, bilmediklerini de biliyor; fakat insan bilgi (kapasitesinin sınırlılığı) sebebiyle bunu asla kavrayamaz. |
Mustafa İslamoğlu | Onların ilerisinde olanı da, gerilerinde olanı da bilir. Onlar ise O'nu ilmen ihata edemezler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Allah onların geçmişlerini de geleceklerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu kavrayamaz. |
Ömer Öngüt | Allah, önlerindekini de; arkalarındakini de bilir. Onların ilmi bunu kavrayamaz. |
Şaban Piriş | O (Allah) onların, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise ilimce onu kavrayıp kuşatamazlar. |
Sadık Türkmen | Allah, insanların geçmişlerini ve geleceklerini tümü ile bilir, |
Seyyid Kutub | O, onların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu asla kavrayamaz. |
Suat Yıldırım | O, onların önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; onlar ise bilgice O'nu kavrayamazlar. |
Süleyman Ateş | O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatmazlar. |
Süleymaniye Vakfı | Yaptıklarını da geriye bıraktıklarını da O bilir. Ama onlar (şefaat edecekler) bunları bilemezler. |
Tefhim-ul Kuran | Allah onların geçmişini de bilir, geleceğini de. Onların bilgisi ise Allah'ı kuşatamaz. |
Ümit Şimşek | Onların önden gönderdiklerini de arkada bıraktıklarını da bilir, ama onlar O'nu ilimle kuşatamazlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | O (onların) önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onların (diğer bütün yaratılmışların) ilmi ise asla O'nu kavrayıp-kuşatamaz. |
Sureler
Sayfa 312
Mushaf
Mushaf
Tâ-Hâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi 109. Ayet
Önceki
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 111. Ayet
Sonraki
Sonraki