Sebe Suresi 53. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Sebe Suresi 54 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 58. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 428 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَقَدْ كَفَرُوا بِه۪ مِنْ قَبْلُۚ وَيَقْذِفُونَ بِالْغَيْبِ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍ
Sureler
Mushaf
Sayfa 428
Sayfa 428
İlgili Sure
Sebe Suresi
Sebe Suresi
Önceki
Sebe Suresi 52. Ayet
Sebe Suresi 52. Ayet
Sonraki
Sebe Suresi 54. Ayet
Sebe Suresi 54. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Halbuki daha önce, dünyada Allah'ı, peygamberi, kitabı inkâr etmişlerdi, insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere yani cennet, cehennem, mahşer ve hesaba dil uzatıyorlardı. |
Abdullah Parlıyan | Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Adem Uğur | Daha önce o hakikati inkâr etmişlerdi! Hakikatten uzak olarak, gaybları hakkında ileri geri atıp tutuyorlardı. |
Ahmed Hulusi | Halbuki, daha önce, hakkı inkârda ısrar etmişlerdi. Uzak bir yerden gaybla, duyu ve bilgi alanı ötesiyle ilgili tahmin yürütüyorlar, mesnetsiz ileri-geri konuşuyorlardı. |
Ahmet Tekin | Daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı. [4] |
Ahmet Varol | Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı). |
Ali Bulaç | Halbuki daha önce (dünyada) O’nu= Hz. Peygamberi inkâr etmişlerdi; ve bilmedikleri şeye haktan uzak olarak lâf atıp duruyorlardı; (Peygamber için sihirbazdır, şairdir, kâhindir diyorlardı). |
Ali Fikri Yavuz | Gerçek şu ki, onu önceden, (inanmaları gereken zamanda) inkâr etmişlerdi; ve çok uzak bir mevkiden, tamamen gayb olan (Âhiret’e) atıp tutuyorlardı. |
Ali Ünal | Onlar, bu duruma düşmeden önce inkâr etmişler, bilmeden uzaktan taş atmışlardı. |
Bayraktar Bayraklı | Oysa onu daha once inkar etmisler, uzak bir yer olan dunyadan gorunmeyene dil uzatmislardi. |
Bekir Sadak | Halbuki daha önce onu inkâr etmişler, uzak yerden gaybe taş atmışlar (bilmedikleri şeye dil uzatmışlardı. |
Celal Yıldırım | Hâlbuki daha önce onu inkâr etmişlerdi. O zaman insan kavrayışının ötesindeki (ahiret) hakkında uzaktan laf atıp tutuyorlardı. |
Cemal Külünkoğlu | Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Diyanet İşleri | Oysa onu daha önce inkar etmişler, uzak bir yer olan dünyadan görünmeyene dil uzatmışlardı. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Diyanet Vakfı | Halbuki daha önce onu yalanlamışlardı. Bilgileri olmayan konularda uzaktan atıp tutuyorlardı. |
Edip Yüksel | Halbuki daha önce (dünyada) O'nu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı. |
Elmalılı ( Sade ) | Oysa daha önce O'na küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Halbuki evvel ona küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Oysa daha önce ona küfretmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı). |
Gültekin Onan | Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Harun Yıldırım | Halbuki daha evvel ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gaybe atıb tutuyorlardı. |
Hasan Basri Çantay | Hâlbuki daha önce onu gerçekten inkâr etmişlerdi. Ve uzak bir yerden gayba (taş)atıyor (bilmeden ileri geri konuşuyor)lardı. |
Hayrat Neşriyat | Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı. |
İbni Kesir | Halbuki daha önceden Allah'ı inkar edip, hiçbir bilgileri olmadığı halde, gayb (dirilme ve hesap günü) hakkında yalanlamalarda bulunuyorlardı. |
İlyas Yorulmaz | Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; onlar uzak bir yerden (dünyadan) gayb (ahiret) hakkında atıp tutuyorlardı (yalanlıyorlardı). |
Kadri Çelik | Halbuki önceleri hakikati inkara kalkışmışlar ve insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere uzaktan dil uzatmışlardı. |
Mahmut Kısa | Ve gerçekten de önce ona kâfir olmuşlardı ve uzak bir yerdeyken gizli şeye dâir dillerine geleni söylüyorlardı. |
Muhammed Esed | Oysa ki onlar daha önceden inkar etmişler ve (dünya gibi) uzak bir noktadan (ahiret gibi) idraki aşan bir gerçeğe dil uzatmışlardı. |
Mustafa İslamoğlu | Halbuki, O'nu evvelce inkar etmişlerdi ve gayba uzak bir yerden taş atıyorlardı. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Halbuki daha önce onu inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı. |
Ömer Öngüt | Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden atıp tutuyorlardı. |
Şaban Piriş | Halbuki, daha önce onu inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba taş atıp duruyorlardı. |
Sadık Türkmen | Vaktiyle onu inkâr etmişlerdi, o zaman uzaktan karanlığa taş atıyorlardı. |
Seyyid Kutub | Halbuki daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı! |
Suat Yıldırım | Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden görülmeyene taş atıyorlardı. |
Süleyman Ateş | Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı). |
Süleymaniye Vakfı | Oysa daha önce görmezlikten gelerek[1*] uzakça bir yerden karanlığa taş atıyorlardı[2*]. |
Tefhim-ul Kuran | Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; o zaman gayb âlemi hakkında uzaktan uzağa atıp tutuyorlardı. |
Ümit Şimşek | Daha önce inkâr etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden. |
Yaşar Nuri Öztürk | Oysa daha önce onu (Allah'ı ve vaadlerini) inkar etmişlerdi. (Hakka) uzak bir yerden gayba (görüp-bilmedikleri gerçeklere dil uzatarak) atıp-tutuyorlardı. |
Sureler
Sayfa 428
Mushaf
Mushaf
Sebe Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Sebe Suresi 52. Ayet
Önceki
Önceki
Sebe Suresi 54. Ayet
Sonraki
Sonraki