Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 370
61. İki topluluk da birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları dediler ki: Mutlaka bize yetişecekler.
62. Mûsâ, hayır dedi, şüphe yok ki Rabbim bana yol gösterecek.
63. Derken Mûsâ'ya, sopanı denize vur diye vahyettik. Vurunca deniz hemen yarıldı ve her parçası, koca bir dağa döndü.
64. Öbürlerini buraya yaklaştırdık.
65. Mûsâ'yı ve onunla berâber bulunanların hepsini kurtardık.
66. Sonra öbürlerini sulara garkettik.
67. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
68. Ve şüphe yok ki Rabbin, elbette üstündür, rahîmdir.
69. Onlara oku İbrâhim'e âit haberi.
70. Hani atasına ve kavmine, neye tapıyorsunuz demişti.
71. Putlara tapıyoruz dediler ve onlara kulluk edip durmadayız.
72. Çağırdığınız vakit dedi, duyuyorlar mı?
73. Yahut size bir faydaları var mı, bir zarar veriyorlar mı?
74. Hayır dediler, atalarımızı böyle bulduk, böyle yapıyordu onlar.
75. Şimdi gördünüz mü dedi, neye kulluk ediyorsunuz.
76. Siz ve çok daha önce gelip geçen atalarınız.
77. Hiç şüphe yok ki artık, âlemlerin Rabbinden başka onlar, bana düşman.
78. Âlemlerin Rabbi, öyle bir mâbuttur ki beni yaratmıştır ve odur doğru yolu gösteren bana.
79. Ve öyle bir mâbuttur ki beni doyurur ve suya kandırır.
80. Ve hastalandığım zaman o şifâ verir bana.
81. Ve öyle bir mâbuttur ki beni öldürür, sonra da diriltir.
82. Ve öyle bir mâbuttur ki kıyâmet gününde umarım, hatâmı da yarlıgar.
83. Rabbim, bana peygamberlik ver ve beni temiz kişilere kat.