Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 217
71. Oku onlara Nûh kıssasını. Hani kavmine, ey kavmim demişti, aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetleriyle öğüt vermem ağır geliyorsa size, ben Allah'a dayanmışım, siz de, ortaklarınız da toplanın, ne yapacağınızı kararlaştırın, sonradan da yaptığınız şey, sizi kederlendirmesin, sonra kararınızı bildirin bana ve hiç mühlet de vermeyin.
72. Yüz çevirirseniz zâten sizden bir mükâfât istemem, benim mükâfâtım, ancak Allah'a âit ve Müslümanlardan olmam emredildi bana.
73. Derken onu yalanladılar da onu ve onunla berâber gemide bulunanları kurtardık ve onları hükümdâr ettik ve delillerimizi yalanlayanları sulara boğduk, bak da gör, korkutulanların sonları ne oldu.
74. Ondan sonra da insan topluluklarına peygamberler gönderdik, apaçık delillerle geldikleri halde önceden yalanladıkları şeylere bir türlü inanmadılar. İşte biz, haddini aşanların gönüllerini böyle mühürleriz.
75. Onlardan sonra da Mûsâ ve Hârûn'u, delillerimizle Firavun'a ve ona uyan ileri gelenlere gönderdik, fakat ona uymayı kibirlerine yediremediler ve zâten de mücrim bir topluluktu onlar.
76. Gerçek olan şey, katımızdan onlara gelince bu dediler, şüphe yok ki apaçık bir büyü.
77. Mûsâ, size gerçek gelince böyle mi dersiniz dedi, büyü mü bu? Ve büyücüler, kurtulmazlar, muratlarına erişmez onlar.
78. Bizi atalarımızdan bulup gördüğümüz şeylerden çevirip yeryüzünde bize hâkim olmak için mi geldiniz ve biz, ikinize de inanmıyoruz dediler.