Sâffât Suresi 54. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Sâffât Suresi 182 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 56. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 446 sayfa numarasında yer almaktadır.
قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 446
Sayfa 446
İlgili Sure
Sâffât Suresi
Sâffât Suresi
Önceki
Sâffât Suresi 53. Ayet
Sâffât Suresi 53. Ayet
Sonraki
Sâffât Suresi 55. Ayet
Sâffât Suresi 55. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Konuşan o kimse diyecek ki: “Onun ne durumda olduğuna dönüp bakmak istermisiniz?” |
Abdullah Parlıyan | (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. |
Adem Uğur | Dedi ki: "Siz söz ettiğinizin gerçekleşmesine şahit oldunuz mu?" |
Ahmed Hulusi | Allah: 'Siz, onun halini görmek ister misiniz?' buyurur. |
Ahmet Tekin | Der ki: 'Siz ona bakar mısınız?' |
Ahmet Varol | (Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?" |
Ali Bulaç | (Sonra o sözcü, cennetteki kardeşlerine): “(Şimdi size o arkadaşı göstermek için cehenneme) bir bakar mısınız?”der. |
Ali Fikri Yavuz | “Şimdi onu görmek ister misiniz?” |
Ali Ünal | “Siz onun durumuna vâkıf olmak ister misiniz?” dedi. |
Bayraktar Bayraklı | Yanindakilere: «Siz onu bilir misiniz?» der. |
Bekir Sadak | (54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem'in ortasında görür. |
Celal Yıldırım | (54-55) Yanındakilere: “Siz onu bilir misiniz?” diye sorar. Bakar ve onu cehennemin ortasında görür. |
Cemal Külünkoğlu | Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der. |
Diyanet İşleri | Yanındakilere: 'Siz onu bilir misiniz?' der. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü. |
Diyanet Vakfı | (Yanındakilere,) 'Bakar mısınız?' der. |
Edip Yüksel | «Siz onu tanır mısınız?» der. |
Elmalılı ( Sade ) | Nasıl bir bakıştırır mısınız (seyretmek ister misiniz)? der. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Nasıl der: bir bakıştırır mısınız? |
Elmalılı Hamdi Yazır | (Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?" |
Gültekin Onan | Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. |
Harun Yıldırım | (O sözü söyleyen zât, ihvanına) der ki: «Siz (onun iç yüzüne) vaakıf olucular mısınız?» |
Hasan Basri Çantay | (Sonra o kişi yanındakilere:) 'Siz (onun hâlinden) haberdâr mısınız?' dedi. |
Hayrat Neşriyat | Siz, onu bilir misiniz? dedi. |
İbni Kesir | Allah cennetteki her iki konuşana "Bunu öğrenmek ister misiniz?" dedi. |
İlyas Yorulmaz | (Konuşan yanındakilere) Der ki: “Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?” |
İnsan Dergisi | "Bakın arkadaşlar, bu zalimin şimdi ne durumda olduğunu görmek ister misiniz?" |
Kadri Çelik | (Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?" |
Mahmut Kısa | Der ki: Ne oldu o, bakıp gördünüz mü acaba? |
Muhammed Esed | (Sözüne devamla) sordu: "Onun halini görmek ister misin?" |
Mustafa İslamoğlu | Dedi ki: Siz (onun halinden) haberdar olmak ister misiniz? |
Ömer Nasuhi Bilmen | (Sonra yanındakilere): "Acaba arkadaşımın nerede olduğunu biliyor musunuz?" dedi. |
Ömer Öngüt | -Ona ne olduğunu görüyor musunuz? der birisi. |
Şaban Piriş | O dedi ki: “Sizler haberdar mısınız?” |
Sadık Türkmen | Yanındakilere; «Siz onu bilir misiniz?» der. |
Seyyid Kutub | (54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!" |
Suat Yıldırım | (Sonra yanındakilere): "Bakar mısınız?" dedi. |
Süleyman Ateş | (Konuşan yanındakilere) Der ki: «Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?» |
Süleymaniye Vakfı | “Yukarıya (Araf’a)[*] çıkıp bakar mısınız?” der. |
Tefhim-ul Kuran | 'Şimdi ne halde olduğunu biliyor musunuz?' der. |
Ümit Şimşek | Dedi: "Siz de bir araştırır mısınız?" |
Yaşar Nuri Öztürk | (Konuşan yanındakilere devamla) der ki "Sizler (şimdi onun durumunu görüp) biliyor musunuz?" |
Sureler
Sayfa 446
Mushaf
Mushaf
Sâffât Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Sâffât Suresi 53. Ayet
Önceki
Önceki
Sâffât Suresi 55. Ayet
Sonraki
Sonraki