|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
عَمَّ يَتَسَٓاءَلُونَۚ Neyi sorusturuyorlar? |
1 |
|
عَنِ النَّبَأِ الْعَظ۪يمِۙ (2-3) Uzerinde anlasmazliga dustukleri, buyuk bir olay olan tekrar dirilme haberini mi? |
2 |
|
اَلَّذ۪ي هُمْ ف۪يهِ مُخْتَلِفُونَۜ (2-3) Uzerinde anlasmazliga dustukleri, buyuk bir olay olan tekrar dirilme haberini mi? |
3 |
|
كَلَّا سَيَعْلَمُونَۙ Hayir; suphesiz gorup bileceklerdir. |
4 |
|
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ Yine hayir; elbette gorup bileceklerdir. |
5 |
|
اَلَمْ نَجْعَلِ الْاَرْضَ مِهَاداًۙ (6-7) Biz yeryuzunu bir besik, daglari da onun icin birer direk kilmadik mi? |
6 |
|
وَالْجِبَالَ اَوْتَاداًۖ (6-7) Biz yeryuzunu bir besik, daglari da onun icin birer direk kilmadik mi? |
7 |
|
وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجاًۙ Sizi cift cift yarattik; |
8 |
|
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتاًۙ Uykunuzu dinlenme vakti kildik; |
9 |
|
وَجَعَلْنَا الَّيْلَ لِبَاساًۙ Geceyi bir ortu yaptik; |
10 |
|
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشاًۖ Gunduzu gecimi saglama vakti kildik; |
11 |
|
وَبَنَيْنَا فَوْقَـكُمْ سَبْعاً شِدَاداًۙ Ustunuze yedi kat saglam gok bina ettik; |
12 |
|
وَجَعَلْنَا سِرَاجاً وَهَّاجاًۖ Parlak isik veren gunesi varettik; |
13 |
|
وَاَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَٓاءً ثَجَّاجاًۙ (14-16) Taneler, bitkiler, agaclari sarmas dolas bahceler yetistirmek icin, yogunlasmis bulutlardan bol yagmur yagdirdik. |
14 |
|
لِنُخْرِجَ بِه۪ حَباًّ وَنَبَاتاًۙ (14-16) Taneler, bitkiler, agaclari sarmas dolas bahceler yetistirmek icin, yogunlasmis bulutlardan bol yagmur yagdirdik. |
15 |
|
وَجَنَّاتٍ اَلْفَافاًۜ (14-16) Taneler, bitkiler, agaclari sarmas dolas bahceler yetistirmek icin, yogunlasmis bulutlardan bol yagmur yagdirdik. |
16 |
|
اِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ م۪يقَاتاًۙ Dogrusu, hukum gununun vakti elbette tesbit edilmistir. |
17 |
|
يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ اَفْوَاجاًۙ Sura ufuruldugu gun hepiniz boluk boluk gelirsiniz. |
18 |
|
وَفُتِحَتِ السَّمَٓاءُ فَـكَانَتْ اَبْوَاباًۙ Gokler kapi kapi acilacaktir. |
19 |
|
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَـكَانَتْ سَرَاباًۜ Daglar yurutulup serap olacakatir. |
20 |
|
اِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَاداًۙ (21-22) Cehennem, yalniz agzinlari bekleyen yerdir. Donecekleri yer orasidir. |
21 |
|
لِلطَّاغ۪ينَ مَاٰباًۙ (21-22) Cehennem, yalniz agzinlari bekleyen yerdir. Donecekleri yer orasidir. |
22 |
|
لَابِث۪ينَ ف۪يهَٓا اَحْقَاباًۚ Orada sonsuz kalacaklardir. |
23 |
|
لَا يَذُوقُونَ ف۪يهَا بَرْداً وَلَا شَرَاباًۙ (24-26) Orada serinlik bulamayacaklar, islediklerine uygun olan kaynar su ve irin disinda bir icecek tadamiyacaklardir. |
24 |
|
اِلَّا حَم۪يماً وَغَسَّاقاًۙ (24-26) Orada serinlik bulamayacaklar, islediklerine uygun olan kaynar su ve irin disinda bir icecek tadamiyacaklardir. |
25 |
|
جَزَٓاءً وِفَاقاً (24-26) Orada serinlik bulamayacaklar, islediklerine uygun olan kaynar su ve irin disinda bir icecek tadamiyacaklardir. |
26 |
|
اِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَاباًۙ Çünkü onlar bu hesap gününe inanmıyor (onu hesaba almıyorlardı). |
27 |
|
وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا كِذَّاباًۜ Ayetlerimizi hep yalan sayip dururlardi. |
28 |
|
وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ كِتَاباً Biz de herseyi yazip saymisizdir. |
29 |
|
فَذُوقُوا فَلَنْ نَز۪يدَكُمْ اِلَّا عَذَاباً۟ soyle deriz: «Artik tadiniz, bundan boyle size azabdan baska bir sey artirmayiz."* |
30 |
|
اِنَّ لِلْمُتَّق۪ينَ مَفَازاًۙ (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. |
31 |
|
حَدَٓائِقَ وَاَعْنَاباًۙ (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. |
32 |
|
وَكَوَاعِبَ اَتْرَاباًۙ (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. |
33 |
|
وَكَأْساً دِهَاقاًۜ (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir. |
34 |
|
لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْواً وَلَا كِذَّاباًۚ Orada bos ve yalan soz isitmezler. |
35 |
|
جَزَٓاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَٓاءً حِسَاباًۙ Bunlar Rabbinin katindan, hesablari karsiligi verilenlerdir. |
36 |
|
رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۙ الرَّحْمٰنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَاباًۙ O, goklerin, yerlerin ve ikisi arasinda olanlarin Rabbidir. O, onunde kimsenin konusmayacagi Rahman olan Allah'tir. |
37 |
|
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلٰٓئِكَةُ صَفاًّۜ لَا يَتَكَلَّمُونَ اِلَّا مَنْ اَذِنَ لَهُ الرَّحْمٰنُ وَقَالَ صَوَاباً Cebrail ve meleklerin dizi dizi durduklari gun, Rahman olan Allah'in izni olmadan kimse konusamayacaktir. Konustugu zaman da dogruyu soyleyecektir. |
38 |
|
ذٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ مَاٰباً Iste gercek gun budur. Dileyen kimse, Rabbine goturecek bir yol benimser. |
39 |
|
اِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَاباً قَر۪يباًۚ يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْـكَافِرُ يَا لَيْتَن۪ي كُنْتُ تُرَاباً Sizi, yakin gelecekteki bir azabla uyardik; o gun kisi elleriyle sunduguna bakar ve inkarci da: «Keske toprak olaydim» der. * |
40 |