Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 (1-3) Insanlardan, kendileri bir seyi olcerek aldiklari zaman tam alan; ama onlara bir seyi olcup tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
2 (1-3) Insanlardan, kendileri bir seyi olcerek aldiklari zaman tam alan; ama onlara bir seyi olcup tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
3 (1-3) Insanlardan, kendileri bir seyi olcerek aldiklari zaman tam alan; ama onlara bir seyi olcup tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
4 (4-5) Bunlar, buyuk bir gunde tekrar dirileceklerini sanmiyorlar mi?
5 (4-5) Bunlar, buyuk bir gunde tekrar dirileceklerini sanmiyorlar mi?
6 O gun insanlar alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar.
7 Sakinin; Allah'in buyrugundan disari cikanlar, muhakkak «Siccin» adli defterde yazilidir.
8 Siccin'in ne oldugunu sen nerden bilirsin?
9 O, yazilmis bir kitaptir.
10 Yalanlayanlarin o gun vay haline!
11 Onlar, kiyamet gununu yalanlamis olanlardir.
12 Oysa onu mutecaviz gunahkardan baska kimse yalanlamaz.
13 Ona ayetlerimiz okundugu zaman «Oncekilerin masallari» der.
14 Hayir, hayir; onlarin kazandiklari kalblerini paslandirip korletmistir.
15 Hayir; dogrusu onlar o gun, Rablerinden yoksun kalacaklardir.
16 Sonra onlar, suphesiz, cehenneme gireceklerdir.
17 Sonra da: «Yalanlayip durdugunuz iste budur» denecektir.
18 Ama iyilerin defteri yuksek katlardadir.
19 O yuksek katlarin ne oldugunu sen bilir misin?
20 (20-21) O, gozde meleklerin gordugu, yazili bir kitapdir.
21 (20-21) O, gozde meleklerin gordugu, yazili bir kitapdir.
22 (22-23) Iyiler, suphesiz, nimet icinde ve tahtlar uzerinde etrafi seyrederler.
23 (22-23) Iyiler, suphesiz, nimet icinde ve tahtlar uzerinde etrafi seyrederler.
24 Onlari, yuzlerindeki nimet piriltisindan tanirsin.
25 (25-26) Sonunda misk kokusu birakan, agzi kapali saf bir icecekten icerler. Iyi seyler icin yarisanlar, bunun icin yarissinlar.
26 (25-26) Sonunda misk kokusu birakan, agzi kapali saf bir icecekten icerler. Iyi seyler icin yarisanlar, bunun icin yarissinlar.
27 (27-28) Onun katkisi gozdelerin ictigi yuce kaynaktandir.
28 (27-28) Onun katkisi gozdelerin ictigi yuce kaynaktandir.
29 Suclular, suphesiz, inanmis olanlara gulerlerdi.
30 Yanlarindan gectikleri zaman da birbirlerine goz kirparlardi.
31 Taraftarlarina vardiklarinda bununla eglenirlerdi.
32 Inananlari gordukleri zaman: «Dogrusu bunlar sapik olanlardir» derlerdi.
33 Oysa kendileri, inananlara gozcu olarak gonderilmemislerdi.
34 Bugun de, inananlar inkarcilara gulerler.
35 (35-36) Tahtlar uzerinde, inkarcilarin yaptiklari seylerin karsiliginin nasil verildigini seyrederler. *
36 (35-36) Tahtlar uzerinde, inkarcilarin yaptiklari seylerin karsiliginin nasil verildigini seyrederler. *
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَيْلٌ لِلْمُطَفِّف۪ينَۙ 1
اَلَّذ۪ينَ اِذَا ا‌كْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَۘ 2
وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَۜ 3
اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ 4
لِيَوْمٍ عَظ۪يمٍۙ 5
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ 6
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ 7
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ 8
كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ 9
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَۙ 10
اَلَّذ۪ينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۜ 11
وَمَا يُكَذِّبُ بِه۪ٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ 12
اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَۜ 13
كَلَّا بَلْ۔ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ 14
كَلَّٓا اِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَۜ 15
ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَح۪يمِۜ 16
ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ 17
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْاَبْرَارِ لَف۪ي عِلِّيّ۪ينَۜ 18
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا عِلِّيُّونَۜ 19
كِتَابٌ مَرْقُومٌۙ 20
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَۜ 21
اِنَّ الْاَبْرَارَ لَف۪ي نَع۪يمٍۙ 22
عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۙ 23
تَعْرِفُ ف۪ي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّع۪يمِۚ 24
يُسْقَوْنَ مِنْ رَح۪يقٍ مَخْتُومٍۙ 25
خِتَامُهُ مِسْكٌۜ وَف۪ي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَۜ 26
وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْن۪يمٍۙ 27
عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَۜ 28
اِنَّ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَۘ 29
وَاِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَۘ 30
وَاِذَا انْقَلَـبُٓوا اِلٰٓى اَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِه۪ينَۘ 31
وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ 32
وَمَٓا اُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظ۪ينَۜ 33
فَالْيَوْمَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَۙ 34
عَلَى الْاَرَٓائِكِۙ يَنْظُرُونَۜ 35
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ 36
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
وَيْلٌ لِلْمُطَفِّف۪ينَۙ
(1-3) Insanlardan, kendileri bir seyi olcerek aldiklari zaman tam alan; ama onlara bir seyi olcup tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
1
اَلَّذ۪ينَ اِذَا ا‌كْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَۘ
(1-3) Insanlardan, kendileri bir seyi olcerek aldiklari zaman tam alan; ama onlara bir seyi olcup tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
2
وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَۜ
(1-3) Insanlardan, kendileri bir seyi olcerek aldiklari zaman tam alan; ama onlara bir seyi olcup tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
3
اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ
(4-5) Bunlar, buyuk bir gunde tekrar dirileceklerini sanmiyorlar mi?
4
لِيَوْمٍ عَظ۪يمٍۙ
(4-5) Bunlar, buyuk bir gunde tekrar dirileceklerini sanmiyorlar mi?
5
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ
O gun insanlar alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar.
6
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ
Sakinin; Allah'in buyrugundan disari cikanlar, muhakkak «Siccin» adli defterde yazilidir.
7
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ
Siccin'in ne oldugunu sen nerden bilirsin?
8
كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ
O, yazilmis bir kitaptir.
9
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَۙ
Yalanlayanlarin o gun vay haline!
10
اَلَّذ۪ينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۜ
Onlar, kiyamet gununu yalanlamis olanlardir.
11
وَمَا يُكَذِّبُ بِه۪ٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ
Oysa onu mutecaviz gunahkardan baska kimse yalanlamaz.
12
اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَۜ
Ona ayetlerimiz okundugu zaman «Oncekilerin masallari» der.
13
كَلَّا بَلْ۔ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Hayir, hayir; onlarin kazandiklari kalblerini paslandirip korletmistir.
14
كَلَّٓا اِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَۜ
Hayir; dogrusu onlar o gun, Rablerinden yoksun kalacaklardir.
15
ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَح۪يمِۜ
Sonra onlar, suphesiz, cehenneme gireceklerdir.
16
ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ
Sonra da: «Yalanlayip durdugunuz iste budur» denecektir.
17
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْاَبْرَارِ لَف۪ي عِلِّيّ۪ينَۜ
Ama iyilerin defteri yuksek katlardadir.
18
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا عِلِّيُّونَۜ
O yuksek katlarin ne oldugunu sen bilir misin?
19
كِتَابٌ مَرْقُومٌۙ
(20-21) O, gozde meleklerin gordugu, yazili bir kitapdir.
20
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَۜ
(20-21) O, gozde meleklerin gordugu, yazili bir kitapdir.
21
اِنَّ الْاَبْرَارَ لَف۪ي نَع۪يمٍۙ
(22-23) Iyiler, suphesiz, nimet icinde ve tahtlar uzerinde etrafi seyrederler.
22
عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۙ
(22-23) Iyiler, suphesiz, nimet icinde ve tahtlar uzerinde etrafi seyrederler.
23
تَعْرِفُ ف۪ي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّع۪يمِۚ
Onlari, yuzlerindeki nimet piriltisindan tanirsin.
24
يُسْقَوْنَ مِنْ رَح۪يقٍ مَخْتُومٍۙ
(25-26) Sonunda misk kokusu birakan, agzi kapali saf bir icecekten icerler. Iyi seyler icin yarisanlar, bunun icin yarissinlar.
25
خِتَامُهُ مِسْكٌۜ وَف۪ي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَۜ
(25-26) Sonunda misk kokusu birakan, agzi kapali saf bir icecekten icerler. Iyi seyler icin yarisanlar, bunun icin yarissinlar.
26
وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْن۪يمٍۙ
(27-28) Onun katkisi gozdelerin ictigi yuce kaynaktandir.
27
عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَۜ
(27-28) Onun katkisi gozdelerin ictigi yuce kaynaktandir.
28
اِنَّ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَۘ
Suclular, suphesiz, inanmis olanlara gulerlerdi.
29
وَاِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَۘ
Yanlarindan gectikleri zaman da birbirlerine goz kirparlardi.
30
وَاِذَا انْقَلَـبُٓوا اِلٰٓى اَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِه۪ينَۘ
Taraftarlarina vardiklarinda bununla eglenirlerdi.
31
وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ
Inananlari gordukleri zaman: «Dogrusu bunlar sapik olanlardir» derlerdi.
32
وَمَٓا اُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظ۪ينَۜ
Oysa kendileri, inananlara gozcu olarak gonderilmemislerdi.
33
فَالْيَوْمَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَۙ
Bugun de, inananlar inkarcilara gulerler.
34
عَلَى الْاَرَٓائِكِۙ يَنْظُرُونَۜ
(35-36) Tahtlar uzerinde, inkarcilarin yaptiklari seylerin karsiliginin nasil verildigini seyrederler. *
35
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
(35-36) Tahtlar uzerinde, inkarcilarin yaptiklari seylerin karsiliginin nasil verildigini seyrederler. *
36

Sureler

Mealler