Sureler
Mealler
Önceki
Cum'a Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 (Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde; “Senin elbette, Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah senin, zaten kendisinin Rasûlü olduğunu biliyor. (Fakat) Allah o münafıkların, hiç şüphesiz (bazen bir doğruyu söyleyen), yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.
2 Yeminlerini kalkan yaptılar da, insanları Allah’ın yolundan çevirmeye çalıştılar. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!
3 Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerinin mutsuzlaşması sebebiyledir. Artık onlar kavramak istemiyorlar.
4 Onlari gördüğün zaman görünümleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi (konuşulanı) kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar gerçek düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da çevriliyorlar/döndürülüyorlar!
5 O münafıklara; “Gelin, Allah’ın Rasûlü sizin için bağışlama dilesin” denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
6 Onlara bağışlama dilesen de dilemesen de, onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez.
7 Onlar; “Allah Rasûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere), bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) kavramak istemiyorlar.
8 Onlar; “andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan zayıf olanı, oradan mutlaka çıkaracaktır” diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük; ancak Allah’ın, Rasûlü’nün ve Müminlerindir. Fakat münafıklar bilmek istemiyorlar.
9 Ey iman EDENLER! Mallarınız ve evlatlarınız, sizi Allah’ı zikretmekten, (emir ve yasakları hatırlamaktan) alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
10 Herhangi birinize ölüm gelip de; “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de, sadaka verip iyilerden olsam!” demeden once; size rızık olarak yarattığımız şeylerden, Allah’ın size tavsiye ettiği şekilde harcayın.
11 Allah ölümüne izin verdiği hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
اِذَا جَٓاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللّٰهِۢ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَـكَاذِبُونَۚ 1
اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 2
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ 3
وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْۜ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْۜ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌۜ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْۜ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَـكُونَ 4
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللّٰهِ لَـوَّوْا رُؤُ۫سَهُمْ وَرَاَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ 5
سَوَٓاءٌ عَلَيْهِمْ اَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ اَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْۜ لَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ 6
هُمُ الَّذ۪ينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلٰى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللّٰهِ حَتّٰى يَنْفَضُّواۜ وَلِلّٰهِ خَزَٓائِنُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَفْقَهُونَ 7
يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَٓا اِلَى الْمَد۪ينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْاَعَزُّ مِنْهَا الْاَذَلَّۜ وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟ 8
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلَٓا اَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ 9
وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَـن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ 10
وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّٰهُ نَفْساً اِذَا جَٓاءَ اَجَلُهَاۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ 11
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
اِذَا جَٓاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللّٰهِۢ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَـكَاذِبُونَۚ
(Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde; “Senin elbette, Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah senin, zaten kendisinin Rasûlü olduğunu biliyor. (Fakat) Allah o münafıkların, hiç şüphesiz (bazen bir doğruyu söyleyen), yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.
1
اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Yeminlerini kalkan yaptılar da, insanları Allah’ın yolundan çevirmeye çalıştılar. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!
2
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ
Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerinin mutsuzlaşması sebebiyledir. Artık onlar kavramak istemiyorlar.
3
وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْۜ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْۜ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌۜ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْۜ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَـكُونَ
Onlari gördüğün zaman görünümleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi (konuşulanı) kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar gerçek düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da çevriliyorlar/döndürülüyorlar!
4
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللّٰهِ لَـوَّوْا رُؤُ۫سَهُمْ وَرَاَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ
O münafıklara; “Gelin, Allah’ın Rasûlü sizin için bağışlama dilesin” denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
5
سَوَٓاءٌ عَلَيْهِمْ اَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ اَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْۜ لَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ
Onlara bağışlama dilesen de dilemesen de, onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez.
6
هُمُ الَّذ۪ينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلٰى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللّٰهِ حَتّٰى يَنْفَضُّواۜ وَلِلّٰهِ خَزَٓائِنُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَفْقَهُونَ
Onlar; “Allah Rasûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere), bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) kavramak istemiyorlar.
7
يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَٓا اِلَى الْمَد۪ينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْاَعَزُّ مِنْهَا الْاَذَلَّۜ وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟
Onlar; “andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan zayıf olanı, oradan mutlaka çıkaracaktır” diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük; ancak Allah’ın, Rasûlü’nün ve Müminlerindir. Fakat münafıklar bilmek istemiyorlar.
8
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلَٓا اَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Ey iman EDENLER! Mallarınız ve evlatlarınız, sizi Allah’ı zikretmekten, (emir ve yasakları hatırlamaktan) alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
9
وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَـن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ
Herhangi birinize ölüm gelip de; “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de, sadaka verip iyilerden olsam!” demeden once; size rızık olarak yarattığımız şeylerden, Allah’ın size tavsiye ettiği şekilde harcayın.
10
وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّٰهُ نَفْساً اِذَا جَٓاءَ اَجَلُهَاۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Allah ölümüne izin verdiği hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
11

Sureler

Mealler