Kehf Suresi 44. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Kehf Suresi 110 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 69. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 293 sayfa numarasında yer almaktadır.
هُنَالِكَ الْوَلَايَةُ لِلّٰهِ الْحَقِّۜ هُوَ خَيْرٌ ثَوَاباً وَخَيْرٌ عُقْباً۟
Sureler
Mushaf
Sayfa 293
Sayfa 293
İlgili Sure
Kehf Suresi
Kehf Suresi
Önceki
Kehf Suresi 43. Ayet
Kehf Suresi 43. Ayet
Sonraki
Kehf Suresi 45. Ayet
Kehf Suresi 45. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | İşte bunun içindir ki, her zaman ve her yerde koruyucu ve kayırıcı güç, tamamen Allah'a aittir. Hak edilen karşılığı vermekte de, sonucun ne olacağını belirlemekte de en hayırlı olan O'dur. |
Abdullah Parlıyan | İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur. |
Adem Uğur | İşte fark edileceği üzere, velâyet (El Veliyy isminin zuhuru) yalnızca, Hak olan Allâh'a aittir (velayet yaşamını yaşatan Allâh'tır)! O mükâfat verici olarak da hayırlıdır, sonucu yaşatıcı olarak da. |
Ahmed Hulusi | İşte, bu noktada, yardım ve dostluk, sığınılacak devlet, otorite, varlığında şüphe olmayan Hak ilâh Allah’a aittir. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel akıbeti sağlayan yine O’dur. |
Ahmet Tekin | İşte burada velayet (dostluk, yardım) Hakk olan Allah'ındır. O'nun vereceği sevap da daha hayırlı, sonuç da daha hayırlıdır. |
Ahmet Varol | İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır. |
Ali Bulaç | İşte bu halde, yardım ve hâkimiyyet, hak olan Allah’a mahsustur. O, mükâfatça da hayırlıdır, âkıbetçe de hayırlıdır. |
Ali Fikri Yavuz | (Her zaman olduğu gibi) böyle felâket anlarında da yardım, (ancak kudreti, iradesi, ilmi ve izzetiyle gerçek tedbir ve hakimiyet sahibi olan) Allah’tandır. O’dur mükâfatın gerçekten hayırlı ve güzel olanını da, gerçekten hayırlı ve güzel âkıbeti de nasip eden. |
Ali Ünal | İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Ödülü en iyi olan O, en güzel sonucu veren yine O'dur. |
Bayraktar Bayraklı | Iste burada kudret ve hakimiyet, varligi gercek olan Allah'indir. Mukafatlandirma bakimindan hayirli olan da, sonuclandirma yonunden hayirli olan da O'dur. * |
Bekir Sadak | İşte burada sâhiblilik, kuvvet ve yardım Hakk olan Allah'a aittir. O sevabca da, cezaca da (en âdil) en hayırlıdır. |
Celal Yıldırım | İşte böyle bir durumda (ve her zaman) himaye ve dostluk yalnızca hak olan Allah'ın elindedir. En iyi mükâfatı da, en güzel sonucu da veren O'dur. |
Cemal Külünkoğlu | İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah’a mahsustur. O’nun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha hayırlıdır. |
Diyanet İşleri | İşte burada kudret ve hakimiyet, varlığı gerçek olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından hayırlı olan da, sonuçlandırma yönünden hayırlı olan da O'dur. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur. |
Diyanet Vakfı | O an, velayet (güç ve egemenlik) tümüyle gerçek olan ALLAH'ındır. O, en iyi ödülü ve en iyi sonucu verendir. |
Edip Yüksel | İşte burada yardım, yalnız hak olan Allah'a aittir. O'nun verdiği mükâfat da daha hayırlıdır, netice de daha hayırlıdır. |
Elmalılı ( Sade ) | İşte burada hakimiyet gerçekten Allah'ındır. O sevapça da daha hayırlıdır, sonuçça da daha hayırlıdır. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | İşte burada velâyet elhak, Allahındır, o sevabca da hayır, ukbaca da hayırdır |
Elmalılı Hamdi Yazır | İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Tanrı'ya aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır. |
Gültekin Onan | İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur. |
Harun Yıldırım | İşte bu makamda (ve bu halde) nusret ve haakimiyyet, hak olan Allahındır. O, sevabca da hayırlı, aakıbetce de hayırlıdır. |
Hasan Basri Çantay | İşte orada (kıyâmet gününde) yardım, ancak hak olan Allah’a mahsustur.(Mü’minlere) sevabca en hayırlı, âkıbetce de en hayırlı olan (ve kullarını en güzel ni'metlere kavuşturan) O’dur. |
Hayrat Neşriyat | İşte burada velayet, yalnız hak olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından da hayırlı olan, neticelendirme bakımından da hayırlı olan O'dur. |
İbni Kesir | Şimdi şu anda sığınılacak tek gerçek ilah, Allah dır. En hayırlı karşılığı veren ve en adil cezayı veren de O dur. |
İlyas Yorulmaz | İşte burada velayet (egemenlik), hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından daha hayırlı, sonuç bakımından da daha iyidir. |
İnsan Dergisi | İşte o anda anladı ki, hüküm verme ve egemenlik yetkisi tek ve gerçek tanrı olan Allah'a aittir. O'nun yardım ve inayetine sığınmadan, dünyada da, âhirette de kurtuluşa ulaşmak mümkün değildir. Evet, en güzel ödül ve en hayırlı sonuç yalnız O'nun katındadır. O'na yürekten bağlanıp hükümlerine boyun eğmek, bu dünyada alınacak mükâfat açısından da, âhirette elde edilecek sonuç bakımından da en güzelidir. Fakat insanlar, aceleci davranıp cenneti dünyada yaşamak istiyorlar. |
Kadri Çelik | İşte bunun içindir ki, koruyucu, kayırıcı güç bütünüyle, tek ve gerçek Tanrı olan Allah'a aittir. Hak edilen karşılığı vermekte de, sonucun ne olacağını belirlemekte de en iyi olan O'dur. |
Mahmut Kısa | İşte bu makamda yardım ve nusret, ancak Allah'ındır ve ona itâat, hem mükâfat bakımından daha hayılıdır, hem son bakımından daha hayırlı. |
Muhammed Esed | İşte orada -o anda dahi,- gerçek anlamda yar ve yardımcı olma gücü, sadece mutlak gerçeğin ta kendisi olan Allah'a aittir: O, hem hak edilen karşılığı vermede hem de nihai akıbeti belirlemede rakipsizdir. |
Mustafa İslamoğlu | Böyle bir vaziyette velâyet, ancak hak olan Allah'a mahsustur. O sevapca en hayırlıdır ve akibetce de en hayırlıdır. |
Ömer Nasuhi Bilmen | İşte bu durumda yardım ve dostluk, hak olan Allah'a mahsustur. O'nun vereceği sevap da daha hayırlıdır, âkibet de daha hayırlıdır. |
Ömer Öngüt | İşte burada hakimiyet, şüphesiz Allah’ındır. En iyi mükafatı O verir. En iyi cezayı da O verir. |
Şaban Piriş | Işte bu durumda velâyet/yardım ve koruyuculuk, gerçek olan Allah’a aittir. Sevap/mükâfat vermek bakımından en iyi, en güzel sonucu vermek yönünden de en iyi olan O’dur. |
Sadık Türkmen | İşte orada koruyuculuk ve egemenlik, varlığı «gerçek» olan Allah'ın tekelindedir. En yararlı ödül ve en hayırlı akıbet yalnız O'nun katındadır. |
Seyyid Kutub | Öyle bir yerde himaye ve yardım, sadece hak ve hakikatin ta kendisi olan Allah’a mahsustur. En iyi mükâfatı da, en güzel âkıbeti de veren O’dur. |
Suat Yıldırım | İşte o durumda velilik (koruyuculuk) yalnız hak olan Allah'a mahsustur. O'nun vereceği sevâp da daha hayırlıdır, sonuç da daha hayırlıdır. |
Süleyman Ateş | İşte burda (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır. |
Süleymaniye Vakfı | Böyle kara bir günün dostu, gerçeğin kendisi olan Allah'tır. En hayırlı karşılığı verecek olan da işlerin sonunu hayırlı kılacak olan da odur. |
Tefhim-ul Kuran | Bundan da anlaşılıyor ki, velâyet, bütünüyle, gerçek tanrı olan Allah'ındır. Ödülün hayırlısını O verir; âkıbetin hayırlısını da O nasip eder. |
Ümit Şimşek | İşte böyle bir durumda, dostluk ve koruma, hak olan Allah'tandır. O, karşılık verme bakımından da hayırlıdır, iş sonuçlandırma bakımından da hayırlıdır. |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte burada velayet (yardım ve dostluk) hak olan Allah'a aittir. O, sevap (mükafat) bakımından hayırlı, akibet bakımından da hayırlıdır. |
Sureler
Sayfa 293
Mushaf
Mushaf
Kehf Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Kehf Suresi 43. Ayet
Önceki
Önceki
Kehf Suresi 45. Ayet
Sonraki
Sonraki