|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
اَلْقَارِعَةُۙ el-Karia! (O dehşetiyle çarpıcı felâket! Kıyâmet!) |
1 |
|
مَا الْقَارِعَةُۚ Nedir o çarpıcı felâket! |
2 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْقَارِعَةُۜ O çarpacak olan felâketin ne olduğunu sana ne bildirdi? |
3 |
|
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِۙ O gün insanlar, çırpınıp yayılan kelebekler gibi olacak! |
4 |
|
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنْفُوشِۜ Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur! |
5 |
|
فَاَمَّا مَنْ ثَقُلَتْ مَوَاز۪ينُهُۙ (6-7) Artık kimin tartıları (sevabları) ağır gelirse, işte o, hoşnûd (olacağı) bir yaşayış içindedir! |
6 |
|
فَهُوَ ف۪ي ع۪يشَةٍ رَاضِيَةٍۜ (6-7) Artık kimin tartıları (sevabları) ağır gelirse, işte o, hoşnûd (olacağı) bir yaşayış içindedir! |
7 |
|
وَاَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَاز۪ينُهُۙ (8-9) Fakat kimin de tartıları hafif gelirse, artık onun anası (sığınacağı yer) Hâviye’dir.(Onun kucağına düşecek!) |
8 |
|
فَاُمُّهُ هَاوِيَةٌۜ (8-9) Fakat kimin de tartıları hafif gelirse, artık onun anası (sığınacağı yer) Hâviye’dir.(Onun kucağına düşecek!) |
9 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا هِيَهْۜ (Ey Resûlüm!) Onun (o Hâviye’nin) ne olduğunu sana ne bildirdi? |
10 |
|
نَارٌ حَامِيَةٌ (O,) pek kızışmış bir ateştir! |
11 |