Kaf Suresi 5. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Kaf Suresi 45 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 34. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 518 sayfa numarasında yer almaktadır.
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَهُمْ فَهُمْ ف۪ٓي اَمْرٍ مَر۪يجٍ
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Hayır, gerçek olan Kur'ân onlara gelince, yalanladılar da şimdi onlar her yönden, darmadağınık ve perişan bir haldedirler. |
Abdullah Parlıyan | Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler. |
Adem Uğur | Hayır, onlara geldiğinde Hakikatlerini yalanladılar! Onlar pek karışık bir iş içindedirler. |
Ahmed Hulusi | Doğrusu gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân ve peygamber kendilerine geldiği zaman yalanladılar. Onlar şimdi karmakarışık bir plan, bir düşünce içindeler. |
Ahmet Tekin | Hayır, onlar hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar çalkantılı bir durum içindedirler. |
Ahmet Varol | Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar. |
Ali Bulaç | Doğrusu, kendilerine hak (Kur’an ve Peygamber) gelince yalanladılar da, şimdi muztarıb bir haldedirler. |
Ali Fikri Yavuz | Aslında onlar gerçeği, hem de kendilerine (rahatça görüp idrak edebilecekleri açıklıkta) geldikten sonra bile bile yalanlamaktadırlar. Bu sebeple de, (onu inkârı nasıl izah edebilecekleri ve onun başkaları tarafından kabulünü nasıl önleyebilecekleri konusunda) tam bir kararsızlık ve karışıklık içindedirler. |
Ali Ünal | Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler. |
Bayraktar Bayraklı | Hayir; onlar, gercek kendilerine gelince onu yalanladilar; kararsizlik icindedirler. |
Bekir Sadak | (4-5) Biz, muhakkak yerin onlardan neyin (çürütüp) eksilttiğini biliriz. Yanımızda (her şeyin yazılı bulunduğu) muhafazalı bir kitap vardır. Hayır, onlar hakk kendilerine gelince yalanladılar. Bu bakımdan onlar, kararsızlık ve perişanlık içindedirler. |
Celal Yıldırım | Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler. |
Cemal Külünkoğlu | Hatta gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar. Artık onlar kararsız bir hâldedirler. |
Diyanet İşleri | Hayır; onlar, gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler. |
Diyanet Vakfı | Oysa onlar gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler. |
Edip Yüksel | Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıztırap içindeler. |
Elmalılı ( Sade ) | Doğrusu, gerçek kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıstırap içindeler. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman tekzib ettiler de şimdi karma karışık bir ıztırab içindeler |
Elmalılı Hamdi Yazır | Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı (emrin meriyc) içinde bulunuyorlar. |
Gültekin Onan | Hayır, hak kendilerine geldiğinde yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar. |
Harun Yıldırım | Hayır, onlar, kendilerine hak gelince (onu) tekzîb etdiler. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler. |
Hasan Basri Çantay | Hayır! Kendilerine geldiğinde o hakkı yalanladılar; şimdi onlar, karmakarışık bir iş içindedirler. |
Hayrat Neşriyat | Hayır, onlar; hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi de şaşırmış bir haldedirler. |
İbni Kesir | Kendilerine gelen Kur'an'ı yalanladılar, sonra onlar şaşkınlık içindeler. |
İlyas Yorulmaz | Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar derin bir ıstırap içinde bulunuyorlar. |
İnsan Dergisi | Aslında her insan gibi, inkârcılar da bunun mümkün olduğunu pekâlâ yüreklerinde hissederler. Fakat tam aksine onlar, bu Kur'an vasıtasıyla kendilerine gelen hakikati hiç düşünmeden yalanladılar. Bu yüzden, çelişkili bir tavır içindeler. Vicdanlarını rahatsız eden karmakarışık duygular içinde kıvranıp duruyor, her biri ötekini yalanlayan tutarsız iddialarla hem kendilerini hem de başkalarını kandırmaya çalışıyorlar. |
Kadri Çelik | Buna rağmen onlar, (yeniden dirilmeyi inkar edenler,) ne zaman kendilerine tebliğ edildiyse hakikati yalanladılar; ve şimdi bir şaşkınlık içindeler. |
Mahmut Kısa | Hayır, gerçek olan Kur'ân, onlara gelince yalanladılar da şimdi darmadağın bir işe daldılar. |
Muhammed Esed | Dahasını da yaptılar; ayaklarına kadar geldiği halde hakikati yalanladılar: hasılı onlar derin bir iç karmaşası yaşıyorlar. |
Mustafa İslamoğlu | (4-5) Muhakkak ki, yer onlardan neyi eksiltirse Biz bilmişizdir ve Bizim nezdimizde hıfzedici bir kitap vardır. Fakat kendilerine geldiği vakit hakkı tekzîp ettiler. İmdi onlar karmakarışık bir ızdırap içindedirler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Hayır! Onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar karışık bir durum içindedirler. |
Ömer Öngüt | Hayır onlar, kendilerine hak gelince yalanladılar. Çünkü onlar şaşkınlık içindedirler. |
Şaban Piriş | Hayır, gerçek kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, çalkantılı karmaşık bir durum içindedirler. |
Sadık Türkmen | Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler. |
Seyyid Kutub | Bilakis onlar, kendi önlerine kadar gelen gerçeği yalan saydılar. Artık onlar kararsızlık ve perişanlık içindedirler. |
Suat Yıldırım | Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar çalkantılı bir durumun içindedirler. |
Süleyman Ateş | Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar. |
Süleymaniye Vakfı | Hayır! Kendilerine gelen bu gerçek karşısında yalan söylediler; tam bir tereddüt içindeler. |
Tefhim-ul Kuran | Doğrusu, onlar kendilerine hak geldiğinde onu yalanladılar; onun için şaşkın bir haldedirler. |
Ümit Şimşek | Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Hayır, onlar hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar (ne yapacaklarını) şaşırmış bir haldedirler. |