İnsan Suresi - الْاِنْسَانِ


İnsan Suresi 31 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 98. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 578 sayfa numarasında yer almaktadır.



Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Sureler
Mealler

Tüm Sureler
Önceki
Kıyamet Suresi
Sonraki
Mürselât Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Zamandan öyle bir an geçti ki insanın üzerinden, o vakit adı anılmaya bile değmez birşeydi.
2 Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık; sınamak için de onu işitir ve görür hale getirdik.
3 Ona yol da gösterdik. Artık ister şükreder, ister nankörlük eder.
4 Kâfirler için zincirler ve boyunduruklar ile çılgın alevli bir de ateş hazırladık.
5 İyilik ehli olanlar ise kâfur katkılı kadehten içerler.
6 O bir pınardır ki, Allah'ın kulları ondan içer ve onu diledikleri tarafa akıtırlar.
7 Onlar adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü her yeri kaplayan bir günden korkarlar.
8 Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler.
9 'Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz,' derler. 'Yoksa sizden ne bir karşılık bekleriz, ne de bir teşekkür.
10 'Biz o haşin ve belâlı günde Rabbimizden korkarız.'
11 Allah onları o günün kötülüğünden korumuş; yüzlerine aydınlık, gönüllerine sevinç vermiştir.
12 Sabretmelerinin karşılığı ise Cennet bahçesi ve ipek kumaşlardır.
13 Orada koltuklara kurulmuşlardır; ne güneş sıcağı görürler orada, ne zemherir soğuğu.
14 Cennet ağaçlarının gölgesi üzerlerine sarkmış, meyveleri ise hemen koparılacak gibi eğilmiştir.
15 Etraflarında gümüş kadehler ve billûr kupalar dolaştırılır.
16 Gümüşten kadehler ki, iştahlarına göre doldurulmuştur.
17 Orada onlara zencefil katkılı kadehlerden içirilir.
18 O bir pınardır ki, adına selsebil denir.
19 Etraflarında hiç yaşlanmayacak çocuklar dolaşır. Onları bir görsen, saçılmış inciler sanırsın.
20 Nereye baksan bir dolu nimet ve bir büyük saltanat görürsün.
21 Üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır; bir de gümüş bilezikler takınmışlardır. Ve Rableri onlara tertemiz bir şarap içirir.
22 İşte size ödül bu; emekleriniz böylece karşılık görmüştür.
23 Kur'ân'ı sana peyderpey indiren Biziz.
24 Rabbin hükmedinceye kadar sabret; onlardan hiçbir günahkâra ve nanköre boyun eğme.
25 Sabah akşam Rabbinin ismini an.
26 Gecenin bir kısmında Ona secde et; geceleyin Onu uzun uzun tesbih et.
27 Şunlar pek ağır bir günü bırakıyorlar da önlerindeki peşin dünyaya bağlanıyorlar.
28 Onları Biz yarattık ve eklemlerini birbirine sapasağlam bağladık. Dilediğimizde, onları benzerleriyle de değiştiririz.
29 Bu bir öğüttür; artık dileyen Rabbine doğru bir yol tutar.
30 Allah dilemedikçe siz birşey isteyemezsiniz. Doğrusu Allah herşeyi bilen, her işi hikmetle yapandır.
31 O dilediğini rahmetine eriştirir. Zalimler için ise O acı bir azap hazırlamıştır.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـٔاً مَذْكُوراً 1
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعاً بَص۪يراً 2
اِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّب۪يلَ اِمَّا شَا‌كِراً وَاِمَّا كَفُوراً 3
اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْـكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالاً وَسَع۪يراً 4
اِنَّ الْاَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُوراًۚ 5
عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللّٰهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْج۪يراً 6
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْماً كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يراً 7
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪يناً وَيَت۪يماً وَاَس۪يراً 8
اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً 9
اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَر۪يراً 10
فَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ 11
وَجَزٰيهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَر۪يراًۙ 12
مُتَّكِـ۪ٔينَ ف۪يهَا عَلَى الْاَرَٓائِكِۚ لَا يَرَوْنَ ف۪يهَا شَمْساً وَلَا زَمْهَر۪يراًۚ 13
وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْل۪يلاً 14
وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِاٰنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَاَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَار۪يرَاۙ 15
قَوَار۪يرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْد۪يراً 16
وَيُسْقَوْنَ ف۪يهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَب۪يلاًۚ 17
عَيْناً ف۪يهَا تُسَمّٰى سَلْسَب۪يلاً 18
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۚ اِذَا رَاَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤ۬اً مَنْثُوراً 19
وَاِذَا رَاَيْتَ ثَمَّ رَاَيْتَ نَع۪يماً وَمُلْـكاً كَب۪يراً 20
عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَاِسْتَبْرَقٌۘ وَحُلُّٓوا اَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍۚ وَسَقٰيهُمْ رَبُّهُمْ شَرَاباً طَهُوراً 21
اِنَّ هٰذَا كَانَ لَـكُمْ جَزَٓاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً۟ 22
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْاٰنَ تَنْز۪يلاًۚ 23
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اٰثِماً اَوْ كَفُوراًۚ 24
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَاَص۪يلاًۚ 25
وَمِنَ الَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلاً طَو۪يلاً 26
اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْماً ثَق۪يلاً 27
نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَٓا اَسْرَهُمْۚ وَاِذَا شِئْنَا بَدَّلْـنَٓا اَمْثَالَهُمْ تَبْد۪يلاً 28
اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلاً 29
وَمَا تَشَٓاؤُ۫نَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يماً حَك۪يماًۗ 30
يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِم۪ينَ اَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً 31
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـٔاً مَذْكُوراً
Zamandan öyle bir an geçti ki insanın üzerinden, o vakit adı anılmaya bile değmez birşeydi.		 1
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعاً بَص۪يراً
Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık; sınamak için de onu işitir ve görür hale getirdik.		 2
اِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّب۪يلَ اِمَّا شَا‌كِراً وَاِمَّا كَفُوراً
Ona yol da gösterdik. Artık ister şükreder, ister nankörlük eder.		 3
اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْـكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالاً وَسَع۪يراً
Kâfirler için zincirler ve boyunduruklar ile çılgın alevli bir de ateş hazırladık.		 4
اِنَّ الْاَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُوراًۚ
İyilik ehli olanlar ise kâfur katkılı kadehten içerler.		 5
عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللّٰهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْج۪يراً
O bir pınardır ki, Allah'ın kulları ondan içer ve onu diledikleri tarafa akıtırlar.		 6
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْماً كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يراً
Onlar adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü her yeri kaplayan bir günden korkarlar.		 7
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪يناً وَيَت۪يماً وَاَس۪يراً
Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler.		 8
اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً
'Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz,' derler. 'Yoksa sizden ne bir karşılık bekleriz, ne de bir teşekkür.		 9
اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَر۪يراً
'Biz o haşin ve belâlı günde Rabbimizden korkarız.'		 10
فَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ
Allah onları o günün kötülüğünden korumuş; yüzlerine aydınlık, gönüllerine sevinç vermiştir.		 11
وَجَزٰيهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَر۪يراًۙ
Sabretmelerinin karşılığı ise Cennet bahçesi ve ipek kumaşlardır.		 12
مُتَّكِـ۪ٔينَ ف۪يهَا عَلَى الْاَرَٓائِكِۚ لَا يَرَوْنَ ف۪يهَا شَمْساً وَلَا زَمْهَر۪يراًۚ
Orada koltuklara kurulmuşlardır; ne güneş sıcağı görürler orada, ne zemherir soğuğu.		 13
وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْل۪يلاً
Cennet ağaçlarının gölgesi üzerlerine sarkmış, meyveleri ise hemen koparılacak gibi eğilmiştir.		 14
وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِاٰنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَاَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَار۪يرَاۙ
Etraflarında gümüş kadehler ve billûr kupalar dolaştırılır.		 15
قَوَار۪يرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْد۪يراً
Gümüşten kadehler ki, iştahlarına göre doldurulmuştur.		 16
وَيُسْقَوْنَ ف۪يهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَب۪يلاًۚ
Orada onlara zencefil katkılı kadehlerden içirilir.		 17
عَيْناً ف۪يهَا تُسَمّٰى سَلْسَب۪يلاً
O bir pınardır ki, adına selsebil denir.		 18
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۚ اِذَا رَاَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤ۬اً مَنْثُوراً
Etraflarında hiç yaşlanmayacak çocuklar dolaşır. Onları bir görsen, saçılmış inciler sanırsın.		 19
وَاِذَا رَاَيْتَ ثَمَّ رَاَيْتَ نَع۪يماً وَمُلْـكاً كَب۪يراً
Nereye baksan bir dolu nimet ve bir büyük saltanat görürsün.		 20
عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَاِسْتَبْرَقٌۘ وَحُلُّٓوا اَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍۚ وَسَقٰيهُمْ رَبُّهُمْ شَرَاباً طَهُوراً
Üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır; bir de gümüş bilezikler takınmışlardır. Ve Rableri onlara tertemiz bir şarap içirir.		 21
اِنَّ هٰذَا كَانَ لَـكُمْ جَزَٓاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً۟
İşte size ödül bu; emekleriniz böylece karşılık görmüştür.		 22
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْاٰنَ تَنْز۪يلاًۚ
Kur'ân'ı sana peyderpey indiren Biziz.		 23
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اٰثِماً اَوْ كَفُوراًۚ
Rabbin hükmedinceye kadar sabret; onlardan hiçbir günahkâra ve nanköre boyun eğme.		 24
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَاَص۪يلاًۚ
Sabah akşam Rabbinin ismini an.		 25
وَمِنَ الَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلاً طَو۪يلاً
Gecenin bir kısmında Ona secde et; geceleyin Onu uzun uzun tesbih et.		 26
اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْماً ثَق۪يلاً
Şunlar pek ağır bir günü bırakıyorlar da önlerindeki peşin dünyaya bağlanıyorlar.		 27
نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَٓا اَسْرَهُمْۚ وَاِذَا شِئْنَا بَدَّلْـنَٓا اَمْثَالَهُمْ تَبْد۪يلاً
Onları Biz yarattık ve eklemlerini birbirine sapasağlam bağladık. Dilediğimizde, onları benzerleriyle de değiştiririz.		 28
اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلاً
Bu bir öğüttür; artık dileyen Rabbine doğru bir yol tutar.		 29
وَمَا تَشَٓاؤُ۫نَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يماً حَك۪يماًۗ
Allah dilemedikçe siz birşey isteyemezsiniz. Doğrusu Allah herşeyi bilen, her işi hikmetle yapandır.		 30
يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِم۪ينَ اَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً
O dilediğini rahmetine eriştirir. Zalimler için ise O acı bir azap hazırlamıştır.		 31

Sureler

Mealler
Tüm Sureler
Kıyamet Suresi
Önceki
Mürselât Suresi
Sonraki