|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍۨۙ Vay hâline tüm hümeze (arkadan dedikodu yapıp çekiştiren) ve lümeze (kınayıp tahkir eden) güruha! |
1 |
|
اَلَّذ۪ي جَمَعَ مَالاً وَعَدَّدَهُۙ O ki, varlık topladı ve onu tekrar tekrar saydı (her gün banka hesabına bakıp ne kadar param varmış, kontrol etti. A. H. )! |
2 |
|
يَحْسَبُ اَنَّ مَالَهُٓ اَخْلَدَهُۚ Sanır ki varlığı, onu ebedî dünyada yaşatacak hâlde! |
3 |
|
كَلَّا لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِۘ Hayır, (iş sandığı gibi değil)! Yemin olsun ki o, Hutame'ye (insanı darmadağın edip göçertene) atılacaktır. |
4 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْحُطَمَةُۜ Hutame'yi sana bildiren nedir? |
5 |
|
نَارُ اللّٰهِ الْمُوقَدَةُۙ (O Hutame, fıtratından gelen bir şekilde bilincinde açığa çıkan) Allâh'ın tutuşturulmuş Nârı'dır! |
6 |
|
اَلَّت۪ي تَطَّلِعُ عَلَى الْاَفْـِٔدَةِۜ O ki çıkar (kaplayıp örter) FUADlar (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar) üzerine. |
7 |
|
اِنَّهَا عَلَيْهِمْ مُؤْصَدَةٌۙ Muhakkak ki o (Hutame) onların üzerine kapatılıp kilitlenmiştir (içinde ebedî mahpusturlar). |
8 |
|
ف۪ي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ Uzatılmış direkler içinde. |
9 |