Ğâşiye Suresi - الْغَاشِيَةِ


Ğâşiye Suresi 26 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 68. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 592 sayfa numarasında yer almaktadır.



Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Sureler
Mealler

Tüm Sureler
Önceki
A'lâ Suresi
Sonraki
Fecr Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Her şeyi sarıp kaplayacak olanın haberi sana geldi mi?
2 Yüzler vardır ki, o gün zillete bürünmüştür.
3 Zor işler altında bitkin düşmüştür.
4 Kızışmış ateşe girerler.
5 Kızgın bir kaynaktan içirilecektirler.
6 Kötü kokulu, kuru bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
7 O, ne semirtir, ne de açlığı giderir.
8 Yüzler de vardır ki; o gün, parıl parıldır.
9 Çalıştıklarından hoşnuddur.
10 Yüksek bir cennettedir.
11 Orada boş bir laf işitmezler.
12 Orada akan bir pınar vardır.
13 Orada yüksek tahtlar,
14 Yerleştirilmiş kaseler,
15 Sıra sıra dizilmiş yastıklar,
16 Serilmiş saçaklı halılar vardır.
17 Onlar deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmıştır?
18 Göğe de. Nasıl yükseltilmiştir?
19 Dağlara da. Nasıl dikilmiştir?
20 Yere de. Nasıl yayılmıştır?
21 Öğüt ver, çünkü sen; ancak bir öğütçüsün.
22 Onların üzerine zor kullanıcı değilsin.
23 Ancak kim yüz çevirir ve küfrederse;
24 Allah, onu en büyük azab ile azablandırır.
25 Şüphesiz onların dönüşü, ancak Bizedir.
26 Sonra hesablarını görmek de muhakkak Bize düşer.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْغَاشِيَةِۜ 1
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌۙ 2
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ 3
تَصْلٰى نَاراً حَامِيَةًۙ 4
تُسْقٰى مِنْ عَيْنٍ اٰنِيَةٍۜ 5
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ اِلَّا مِنْ ضَر۪يعٍۙ 6
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ 7
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌۙ 8
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۙ 9
ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ 10
لَا تَسْمَعُ ف۪يهَا لَاغِيَةًۜ 11
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ 12
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ 13
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ 14
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ 15
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ 16
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠ 17
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠ 18
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠ 19
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠ 20
فَذَكِّرْ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ 21
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ 22
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ 23
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ 24
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ 25
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ 26
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْغَاشِيَةِۜ
Her şeyi sarıp kaplayacak olanın haberi sana geldi mi?		 1
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌۙ
Yüzler vardır ki, o gün zillete bürünmüştür.		 2
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ
Zor işler altında bitkin düşmüştür.		 3
تَصْلٰى نَاراً حَامِيَةًۙ
Kızışmış ateşe girerler.		 4
تُسْقٰى مِنْ عَيْنٍ اٰنِيَةٍۜ
Kızgın bir kaynaktan içirilecektirler.		 5
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ اِلَّا مِنْ ضَر۪يعٍۙ
Kötü kokulu, kuru bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.		 6
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ
O, ne semirtir, ne de açlığı giderir.		 7
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌۙ
Yüzler de vardır ki; o gün, parıl parıldır.		 8
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۙ
Çalıştıklarından hoşnuddur.		 9
ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ
Yüksek bir cennettedir.		 10
لَا تَسْمَعُ ف۪يهَا لَاغِيَةًۜ
Orada boş bir laf işitmezler.		 11
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ
Orada akan bir pınar vardır.		 12
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ
Orada yüksek tahtlar,		 13
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ
Yerleştirilmiş kaseler,		 14
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ
Sıra sıra dizilmiş yastıklar,		 15
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ
Serilmiş saçaklı halılar vardır.		 16
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠
Onlar deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmıştır?		 17
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠
Göğe de. Nasıl yükseltilmiştir?		 18
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠
Dağlara da. Nasıl dikilmiştir?		 19
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠
Yere de. Nasıl yayılmıştır?		 20
فَذَكِّرْ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ
Öğüt ver, çünkü sen; ancak bir öğütçüsün.		 21
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ
Onların üzerine zor kullanıcı değilsin.		 22
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ
Ancak kim yüz çevirir ve küfrederse;		 23
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ
Allah, onu en büyük azab ile azablandırır.		 24
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ
Şüphesiz onların dönüşü, ancak Bizedir.		 25
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Sonra hesablarını görmek de muhakkak Bize düşer.		 26

Sureler

Mealler
Tüm Sureler
A'lâ Suresi
Önceki
Fecr Suresi
Sonraki