Ğâşiye Suresi 21. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Ğâşiye Suresi 26 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 68. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 592 sayfa numarasında yer almaktadır.
فَذَكِّرْ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ
Sureler
Mushaf
Sayfa 592
Sayfa 592
İlgili Sure
Ğâşiye Suresi
Ğâşiye Suresi
Önceki
Ğâşiye Suresi 20. Ayet
Ğâşiye Suresi 20. Ayet
Sonraki
Ğâşiye Suresi 22. Ayet
Ğâşiye Suresi 22. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | İşte böyle ey peygamber! Onlara öğüt ver, senin görevin yalnızca öğüt vermektir. |
Abdullah Parlıyan | O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. |
Adem Uğur | HATIRLAT; çünkü sen ancak bir hatırlatıcısın (hakikatlerini hatırlatmak için irsâl oldun)! |
Ahmed Hulusi | O halde, tebliğe devam et, Kur’ân ile öğüt ver. Çünkü sen vahyi, Kur’ân’ı tebliğ ile memursun, öğüt vericisin. |
Ahmet Tekin | Sen öğüt ver. Sen ancak bir öğüt vericisin. |
Ahmet Varol | Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın. |
Ali Bulaç | Artık sen (Ey Rasûlüm, deliller göstererek) nasihat et. Sen ancak bir öğüd vericisin. |
Ali Fikri Yavuz | Evet, sen anlat, nasihat ver, irşad et, çünkü vazifen nasihattır, anlatıp irşad etmektir. |
Ali Ünal | Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. |
Bayraktar Bayraklı | Sen ogut ver! Esasen sen sadece bir ogutcusun. |
Bekir Sadak | Öğüt ver; çünkü sen ancak bir öğütçüsün. |
Celal Yıldırım | (Ey Muhammed!) Sen (Allah'ın nimetlerini) hatırlat ve öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin. |
Cemal Külünkoğlu | Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. |
Diyanet İşleri | Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | (21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir. |
Diyanet Vakfı | Hatırlat, çünkü sen hatırlatıcısın. |
Edip Yüksel | Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün. |
Elmalılı ( Sade ) | Haydi öğüt ver, sen şimdi yalnızca bir öğütçüsün! |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | haydi ıhtar et; sen şimdi sırf bir öğütçüsün |
Elmalılı Hamdi Yazır | Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın. |
Gültekin Onan | Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. |
Harun Yıldırım | (Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni'metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın. |
Hasan Basri Çantay | (Habîbim, yâ Muhammed!) O hâlde nasîhat et; çünki sen, ancak bir nasîhat edicisin! |
Hayrat Neşriyat | Öğüt ver, çünkü sen; ancak bir öğütçüsün. |
İbni Kesir | Bundan sonra sen, yalnızca hatırlat. Çünkü sen, ancak ve ancak hatırlatıcısın. |
İlyas Yorulmaz | Artık sen uyarıp hatırlat. Sen, yalnızca bir uyarıp hatırlatıcısın. |
İnsan Dergisi | O hâlde, bu ayetleri okuyarak insanları uyar. Fakat inatçı zalimleri ikna edeceğim diye de kendini yiyip bitirme. Çünkü unutma, sen sadece bir uyarıcısın. |
Kadri Çelik | İşte böyle, (ey Peygamber,) onlara öğüt ver; senin görevin yalnız öğüt vermektir: |
Mahmut Kısa | Artık korkut, öğüt ver, sen, ancak bir korkutucusun, bir öğütçü. |
Muhammed Esed | İmdi sen (ey peygamber) hatırlat! Çünkü sen sadece bir hatırlatıcısın; |
Mustafa İslamoğlu | (21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Öğüt ver, hatırlat! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. |
Ömer Öngüt | -Hatırlat/uyar! Sen ancak uyarıcısın. |
Şaban Piriş | HAYDİ HATIRLAT/öğüt ver! Sen sadece bir öğüt verensin. |
Sadık Türkmen | Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin. |
Seyyid Kutub | İşte böyle... Sen insanları irşada devam et! Zaten senin görevin sadece irşad edip düşündürmektir. |
Suat Yıldırım | Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. |
Süleyman Ateş | Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın. |
Süleymaniye Vakfı | Sen bilgi ver (Kur’an’ı tebliğ et)! Senin görevin sadece bilgi vermektir. |
Tefhim-ul Kuran | Öğüt ver; çünkü sen öğüt vericisin. |
Ümit Şimşek | Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün. |
Yaşar Nuri Öztürk | Artık sen öğüt verip-hatırlat. Sen yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. |
Sureler
Sayfa 592
Mushaf
Mushaf
Ğâşiye Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Ğâşiye Suresi 20. Ayet
Önceki
Önceki
Ğâşiye Suresi 22. Ayet
Sonraki
Sonraki