|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالْفَجْرِۙ (Karanlığı) yarıp çıkan sabah vakti şahit olsun! |
1 |
|
وَلَيَالٍ عَشْرٍۙ O tarifsiz on gece şahit olsun! |
2 |
|
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِۙ Çift ve tek şahit olsun |
3 |
|
وَالَّيْلِ اِذَا يَسْرِۚ Sabaha yürüyen gece şahit olsun! |
4 |
|
هَلْ ف۪ي ذٰلِكَ قَسَمٌ لِذ۪ي حِجْرٍۜ Ne yani, şunların hepsinde sahibini koruyan oturaklı bir aklı olanlar için, sağlam bir şahitlik yok mudur? |
5 |
|
اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍۙۖ Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad kavmine, |
6 |
|
اِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِۙۖ sütun (gibi bina)lar sahibi İrem'e |
7 |
|
اَلَّت۪ي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِۙۖ ki, o (günün) dünyasında bir benzeri daha inşa edilmemişti? |
8 |
|
وَثَمُودَ الَّذ۪ينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِۙۖ Yine kayaları vadiler oluşturma amacıyla kesip oyan Semud'a? |
9 |
|
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْاَوْتَادِۙۖ Ve (pirametlerle dünyaya) kazık çakan Firavun'a? |
10 |
|
اَلَّذ۪ينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِۙۖ Onların hepsi de kendi ülkelerinde haddi aşmış kimselerdi; |
11 |
|
فَاَكْثَرُوا ف۪يهَا الْفَسَادَۙۖ derken oralarda ahlaki çürüme ve toplumsal yozlaşmayı körüklediler; |
12 |
|
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍۙۖ bu yüzden Rabbin onların üzerine envai çeşit azab kamçısı yağdırdı. |
13 |
|
اِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِۜ Şu kesin ki Rabbin her zaman ve mekanda herkesi gözetleyicidir. |
14 |
|
فَاَمَّا الْاِنْسَانُ اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ رَبُّهُ فَاَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبّ۪ٓي اَكْرَمَنِۜ Ve insana gelince... Ne zaman Rabbi onu (varlıkla) sınayıp ona ikram edecek ve nimetlere gark edecek olsa, hemen (Allah'ın kendisini desteklediğini düşünerek) "Rabbim bana ikram etti" der; |
15 |
|
وَاَمَّٓا اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبّ۪ٓي اَهَانَنِۚ Ne zaman da Rabbi onu (darlıkla) sınayıp onun geçim alanını sınırlandıracak olsa, bu kez de "Rabbim beni zelil etti" der. |
16 |
|
كَلَّا بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَت۪يمَۙ Asla! Bilakis siz yetime izzet ikram göstermiyorsunuz, |
17 |
|
وَلَا تَحَٓاضُّونَ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۙ yoksulu doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz, |
18 |
|
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ اَكْلاً لَماًّۙ Emeksiz kazancı haram-helal demeden açgözlülükle boğazınıza geçiriyorsunuz, |
19 |
|
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُباًّ جَماًّۜ dahası ölçüsüz bir sevgiyle malı seviyorsunuz. |
20 |
|
كَلَّٓا اِذَا دُكَّتِ الْاَرْضُ دَكاًّ دَكاًّۙ
|
21 |
|
وَجَٓاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفاًّ صَفاًّۚ Rabbinin (fermanı) da gelmiş ve melekler saf saf dizilmiş olacak; |
22 |
|
وَج۪ٓيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ وَاَنّٰى لَهُ الذِّكْرٰىۜ o gün Cehennem de ortaya getirilmiş olacak; o gün (sınavı kaybetmiş) insan (gerçeği) itiraf edecek; ama bu itirafın hiçbir yararı olmayacak. |
23 |
|
يَقُولُ يَا لَيْتَن۪ي قَدَّمْتُ لِحَيَات۪يۚ O diyecek ki: "Ah n'olaydım, keşke bu hayatım için hazırlık yapmış olaydım!" |
24 |
|
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُٓ اَحَدٌۙ İşte o gün hiçbir kimse O'nun tattırdığı can yakıcı mahrumiyeti tattıramaz; |
25 |
|
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُٓ اَحَدٌۜ ve hiçbir kimse O'nun zaptettiği gibi zaptedemez. |
26 |
|
يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُۗ Rabbine, O'ndan memnun olmuş ve O'nu razı etmiş olarak dön! |
27 |
|
اِرْجِع۪ٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ Bunu (başarman) halinde gir (sadık) kullarımın arasına, |
28 |
|
فَادْخُل۪ي ف۪ي عِبَاد۪يۙ ve gir cennetime! |
29 |
|
وَادْخُل۪ي جَنَّت۪ي
A PHP Error was encountered
Severity: Notice
Message: Undefined offset: 29
Filename: views/sure_view.php
Line Number: 347
Backtrace:
File: /home/kuranikerimmeali/domains/kuranikerimmeali.net/public_html/uygulama/views/sure_view.php
Line: 347
Function: _error_handler
File: /home/kuranikerimmeali/domains/kuranikerimmeali.net/public_html/uygulama/libraries/Template.php
Line: 222
Function: view
File: /home/kuranikerimmeali/domains/kuranikerimmeali.net/public_html/uygulama/controllers/Sureler.php
Line: 83
Function: render
File: /home/kuranikerimmeali/domains/kuranikerimmeali.net/public_html/index.php
Line: 315
Function: require_once
|
30 |