Fâtır Suresi 42. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Fâtır Suresi 45 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 43. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 434 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَاَقْسَمُوا بِاللّٰهِ جَهْدَ اَيْمَانِهِمْ لَئِنْ جَٓاءَهُمْ نَذ۪يرٌ لَيَكُونُنَّ اَهْدٰى مِنْ اِحْدَى الْاُمَمِۚ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ نَذ۪يرٌ مَا زَادَهُمْ اِلَّا نُفُوراًۙ
Sureler
Mushaf
Sayfa 434
Sayfa 434
İlgili Sure
Fâtır Suresi
Fâtır Suresi
Önceki
Fâtır Suresi 41. Ayet
Fâtır Suresi 41. Ayet
Sonraki
Fâtır Suresi 43. Ayet
Fâtır Suresi 43. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve tüm kuvvetleriyle adamakıllı yemin ettiler. Eğer kendilerine, uyarıcı bir peygamber gelecek olursa; “Ümmetler arasında, doğru yolu bulan en mükemmel bir ümmet olacağız” diye. Uyarıcı peygamber onlara gelince de, bu onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi artırmadı. |
Abdullah Parlıyan | Kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, herhangi bir milletten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara uyarıcı (Muhammed) gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. |
Adem Uğur | Var güçleriyle (billahi diye) Allâh'a yemin ettiler ki, eğer onlara uyarıcı gelir ise, mutlaka (geçmiş ve gelecek diğer) ümmetlerin (herhangi) birinden daha çok hidâyette olacaklardı. . . Kendilerine bir uyarıcı geldiğindeyse, (bu) onlarda nefretten başka bir şey artırmadı! |
Ahmed Hulusi | Onlar, peşpeşe Allah’a büyük yeminler ettiler: Kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı bir peygamber gelirse eğer, diğer ümmetlerin her birinden daha doğru yolda olacaklardı. Kendilerine bir uyarıcı, bir peygamber, Muhammed geldiği zaman bu onların sadece nefretlerini artırdı. |
Ahmet Tekin | Kendilerine bir uyarıcının gelmesi durumunda ümmetlerden herhangi birinden daha doğru yolda olacakları konusunda bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler. Ancak kendilerine uyarıcı gelince sadece onların haktan uzaklaşmalarını artırdı. |
Ahmet Varol | Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı, korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah'a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı, korkutucu geldiğinde (bu) nefretlerinden başkasını artırmadı. |
Ali Bulaç | (Mekke kâfirleri, Hz. Peygamber gelmeden önce) yeminlerinin en kuvvetlisi ile Allah’a yemin etmişlerdi ki, kendilerine azab ile korkutan bir peygamber gelirse, muhakkak (yahudi ve hristiyan) milletlerinin herhangi birinden daha çabuk doğru yolu bulacaklar. Fakat, kendilerine azap ile korkutan bir peygamber (Hz. Muhammed Aleyhisselâtü vesselâm) geldiği zaman, onlara, ancak hakdan uzaklaşmayı artırdı. |
Ali Fikri Yavuz | Kendilerine uyarıcı olarak bir peygamber gelirse, Hak Din’e tâbi olmada daha önce (kendilerine aynı şekilde uyarıcı gelmiş olan) ümmetlerden daha ileride olacaklarına dair var güçleriyle yemin etmişlerdi. Ne var ki, bekledikleri uyarıcı gelince, bu, onların (Hak Din’e karşı) sadece nefretlerini arttırdı. |
Ali Ünal | Eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse bütün toplumların en doğruları olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler. Ancak kendilerine bir uyarıcı gelince, bu, onların sadece haktan kaçmalarını arttırdı. |
Bayraktar Bayraklı | (42-43) Kendilerine bir uyarici gelince, ummetler icinde en dogru yolda gidenlerden biri olacaklarina, and olsun ki, butun gucleriyle Allah'a yemin etmislerdi; fakat kendilerine uyaricinin gelmesi, yuryuzunde buyukluk taslamak ve kotu duzen kurmak ile ugrastiklarindan sadece nefretlerini arttirdi. Oysa pis pis kurulan ktu tuzaga ancak sahibi duser. Oncekilere uygulanagelen yasayi grmezler mi? Sen Allah'in yasasinda bir degisiklik bulamazsin. Sen Allah'in yasasinda bir baskalasma da bulamazsin. |
Bekir Sadak | Olanca yeminleriyle yemin edip, eğer kendilerine uyarıcı bir peygamber gelecek olursa, elbette, ümmetlerden en ileri olanından daha çok doğru yolu bulacaklarını (söylemişlerdi). Ne vakit ki, kendilerine uyarıcı peygamber geldi, (aksine) bu onların ancak nefretini artırdı. |
Celal Yıldırım | Onlar (Kureyşliler), eğer kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, bütün topluluklardan daha çok doğru yol üzere olacaklarına dair en güçlü şekilde Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara bir uyarıcı (peygamber) gelince, bu ancak onların nefretlerini artırdı. |
Cemal Külünkoğlu | Müşrikler, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerden herhangi birinden daha çok doğru yol üzere olacaklarına dair en güçlü şekilde Allah’a yemin etmişlerdi. Fakat onlara bir uyarıcı gelince, bu ancak onların nefretlerini artırdı. |
Diyanet İşleri | (42-43) Kendilerine bir uyarıcı gelince, ümmetler içinde en doğru yolda gidenlerden biri olacaklarına, and olsun ki, bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi; fakat kendilerine uyarıcının gelmesi, yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü düzen kurmak ile uğraştıklarından sadece nefretlerini arttırdı. Oysa pis pis kurulan kötü tuzağa ancak sahibi düşer. Öncekilere uygulanagelen yasayı görmezler mi? Sen Allah'ın yasasında bir değişiklik bulamazsın. Sen Allah'ın yasasında bir başkalaşma da bulamazsın. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, herhangi bir milletten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara uyarıcı (Muhammed) gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. |
Diyanet Vakfı | Kendilerine bir uyarıcı gitse tüm topluluklardan daha doğru yolda olacaklarına dair var güçleriyle ALLAH'a yemin ettiler. Kendilerine bir elçi gittiğinde, bu durum, onların ancak nefretini artırdı |
Edip Yüksel | Olanca güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi ki, kendilerine uyarıcı bir peygamber gelirse, mutlaka ilerideki ümmetlerin herhagi birinden daha doğru yolda olacaklardı. Fakat kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiği zaman bu, onların sırf ürküntülerini artırdı. |
Elmalılı ( Sade ) | Onlar kendilerine uyarıcı bir peygamber gelirse kesinlikle ilerideki ümmetlerin en birincisinden daha kabiliyetli olacaklarına daha çok doğru yola gideceklerine dair Allah'a en ağır yeminleriyle yemin etmişlerdi. Fakat kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiği zaman, bu onların yalnızca ürkekliklerini artırdı. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Yeminlerinin en kuvvetlisiyle Allaha kasem de etmişlerdi ki: billâhi kendilerine inzar edici bir Peygamber gelse her halde ilerideki ümmetlerin en birincisinden daha kabiliyyetli olacaklar, daha iyi yola geleceklerdi, fakat kendilerine inzar edici bir Peygamber geldiği vakıt onlara sırf bir ürküntü artırdı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı, korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair Tanrı'ya and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı, korkutucu geldiğinde (bu) nefretlerinden başkasını arttırmadı. |
Gültekin Onan | Kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, herhangi bir milletten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara uyarıcı (Muhammed) gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. |
Harun Yıldırım | Onlar, kendilerine azâb ile korkutucu (bir peygamber) gelirse her halde (diğer) ümmetlerden herhangi birinden daha ziyâde doğru yolu tutacaklarını yeminlerinin bütün hızıyle Allaha andetmişlerdi. Fakat onlara azâb ile korkutan (bir peygamber) gelince bu, onların (hakdan) uzaklaşmalarından başka bir şey attırmadı. |
Hasan Basri Çantay | Ve (o müşrikler) eğer kendilerine gerçekten bir korkutucu (peygamber) gelirse, o ümmetlerin her birinden, elbette daha doğru yolda olacaklarına dâir bütün güçleriyle Allah’a yemîn ettiler. Fakat kendilerine bir korkutucu gelince, (bu) onlara nefretten başka bir şey arttırmadı. |
Hayrat Neşriyat | Var güçleriyle Allah'a yemin ettiler ki; kendilerine bir uyarıcı gelecek olursa; muhakkak ki, ümmetlerin herhangi birinden daha doğru yolda olacaklardır. Fakat kendilerine bir uyarıcı gelince; onların sadece nefretlerini artırdı. |
İbni Kesir | Bütün güçleriyle Allah'a yemin ederek "Eğer bize bir uyarıcı gelirse, diğer iman eden toplumlardan daha doğru yolda oluruz" diyorlar. Halbuki, uyarıcılar onlara geldiği zaman, yalnızca onların nefretleri artıyordu. |
İlyas Yorulmaz | Kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, herhangi bir milletten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara uyarıcı (Muhammed) gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. |
İnsan Dergisi | Kur'an'ı reddeden bu kâfirler, daha önce, "Yahudi ve Hristiyanlara gönderildiği gibi bize de bir uyarıcı gelmiş olsaydı, kesinlikle doğru yolu bulan en iyi toplum biz olurduk!" diye var güçleriyle Allah'a yemin ediyorlardı. "Yahudi ve Hristiyanlara gönderildiği gibi bize de bir uyarıcı gelmiş olsaydı, kesinlikle doğru yolu bulan en iyi toplum biz olurduk!" Fakat onlara Allah tarafından uyarıcı bir Peygamber gelince, bu onların sadece hak ve hakikatten iyice uzaklaşmalarına sebep oldu. |
Kadri Çelik | Onlar, (hakikate her fırsatta muhalefet edenler,) eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, o'nun rehberliğine, (kendilerine gönderilen uyarıcıya tabi olan eski) toplumlardan daha çok bağlanacaklarına bütün güçleriyle yemin ederler: İşte şimdi onlara bir uyarıcı geldi, ama (o'nun çağrısı) onların sadece muhalefetlerini artırdı, |
Mahmut Kısa | Ve bütün kuvvetleriyle adamakıllı ant içtiler Allah adına, onlara bir korkutucu gelirse ümmetler arasında doğru yolu bulan en mükemmel bir ümmet olacağız diye; fakat onlara korkutucu gelince de bu, ancak onların uzaklaşmalarını sağladı. |
Muhammed Esed | Bir de o (inkarcı)lar, kendilerine bir uyarıcı geldiği takdirde, doğru yolu bulmakta tüm toplumların önünde yer alacaklarına dair Allah adına var güçleriyle yemin ettiler; fakat onlara bir uyarıcı geldiğinde ise, bu onların sadece tepkilerine artırdı; |
Mustafa İslamoğlu | Ve Allah'a en kuvvetli yeminleriyle yemin ettiler ki, eğer onlara bir korkutucu (peygamber) gelecek olursa elbette ki, kendileri herhangi bir ümmetten daha ziyâde hidâyete ermiş olacaklardır. Vaktâ ki, kendilerine bir korkutucu geldi, onlara nefretten başka bir şey arttırmış olmadı. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Kendilerine uyarıcı bir peygamber gelirse, herhangi bir ümmetten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle yemin etmişlerdi. Fakat onlara bir uyarıcı gelince, uzaklaşmalarından başka bir şeylerini artırmadı. |
Ömer Öngüt | Eğer kendilerine bir uyarıcı gelecek olursa, ümmetlerin içinde en doğru yolda giden biri olacaklarına dair tüm güçleriyle Allah’a yemin etmişlerdi. Onlara bir uyarıcı gelince, nefretle uzaklaşmaktan başka birşey yapmadılar. |
Şaban Piriş | Yeminlerinin bütün gücüyle Allah’a yemin ettiler: “Eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, herhangi bir milletten daha fazla doğru yolda olacaklar” diye. Ancak kendilerine bir uyarıcı geldiği zaman; onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı. |
Sadık Türkmen | Onlar, Allah kendilerine uyarıcı gönderdiği taktirde herhangi bir milletten daha sıkı biçimde doğru yola bağlanacaklarına dair kesin bir dille Allah adına yemin etmişlerdi. Fakat kendilerine uyarıcı gelince bu olay nefretlerini arttırmaktan başka bir işe yaramadı. |
Seyyid Kutub | Kendilerini uyaracak bir peygamber geldiği takdirde, milletler içinde, hidâyette en ileri derecede yer alacaklarına dair var güçleri ile yemin ettiler. Ama kendilerine bir peygamber gelip uyarınca bu, onların sadece nefretlerini artırdı. |
Suat Yıldırım | "Andolsun eğer kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, her milletten daha çok doğru yolda olacaklar" diye, yeminlerinin bütün gücüyle Allah'a yemin ettiler. Fakat kendilerine uyarıcı gelince, onlara Hak'tan uzaklaşmaktan başka bir katkı sağlamadı. |
Süleyman Ateş | Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı, korkutucu gelecek olsa, ümmetlerin herhangi birinden mutlaka daha doğru yolda olacaklarına dair, Allah'a and içtiler. Ancak onlara uyarıcı, korkutucu geldiğinde, nefretlerinden başkasını artırmadı. |
Süleymaniye Vakfı | Kendilerine uyarıcı gelirse, toplulukların her birinden daha doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle yemin ettiler. Kendilerine uyarıcı gelince de sadece nefretleri arttı. |
Tefhim-ul Kuran | Kendilerine bir uyarıcı geldiği takdirde, başka hiçbir ümmetin erişemeyeceği kadar doğru yolda olacaklarına dair var güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Kendilerine uyarıcı geldiğinde ise, bu onları haktan daha da uzaklaştırdı. |
Ümit Şimşek | Yeminlerinin tüm gücüyle Allah'a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı. |
Yaşar Nuri Öztürk | Onlar kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelirse herhangi bir ümmetten daha doğru yolda olacaklarına dair yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a yemin ettiler. Ancak onlara uyarıcı-korkutucu geldiğinde, (bu onların) nefretle-uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. |
Sureler
Sayfa 434
Mushaf
Mushaf
Fâtır Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Fâtır Suresi 41. Ayet
Önceki
Önceki
Fâtır Suresi 43. Ayet
Sonraki
Sonraki