Enbiyâ Suresi 51. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Enbiyâ Suresi 112 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 73. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 322 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَلَقَدْ اٰتَيْنَٓا اِبْرٰه۪يمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِه۪ عَالِم۪ينَۚ
Sureler
Mushaf
Sayfa 322
Sayfa 322
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi
Enbiyâ Suresi
Önceki
Enbiyâ Suresi 50. Ayet
Enbiyâ Suresi 50. Ayet
Sonraki
Enbiyâ Suresi 52. Ayet
Enbiyâ Suresi 52. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Andolsun biz, Musa'dan çok önce İbrahim'e de, O'nu doğru yola sevkedecek, dürüstlük ve bilgi gücü vermiştik. Biz O'nun halini ve buna ehil olduğunu pek iyi biliyorduk. |
Abdullah Parlıyan | Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. |
Adem Uğur | Andolsun ki biz İbrahim'e daha önceden rüşdünü (olgunluk düşüncesi - hanîflik) verdik. . . Biz Onu bilirdik. |
Ahmed Hulusi | Biz, peygamber olarak görevlendirilmeden önce İbrâhim’e, doğruluk olgunluk, akıl yürütme, tahlil kabiliyeti ve ufuk aydınlığı nasip etmiştik. Biz onun olgunluğu ve üstün hasletlere sahip olmayı hak ettiğini biliyorduk. |
Ahmet Tekin | Andolsun biz daha önce İbrahim'e doğru yolu bulma kabiliyeti vermiştik ve biz onu biliyorduk. |
Ahmet Varol | Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. |
Ali Bulaç | Azametim hakkı için, biz Mûsa’dan evvel de İbrahîm’e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk. |
Ali Fikri Yavuz | Andolsun, (Musa ve Harun’dan da) önce İbrahim’e, (O’nda özellikle öne çıkan kalb safiyeti ve niyet duruluğu sebebiyle) gerçeğin bilgisini vermiştik. Biz, O’nu her bakımdan çok iyi biliyorduk. |
Ali Ünal | Andolsun ki, daha önce İbrâhim'e de doğru düşünme yeteneği vermiştik. Biz onu biliyorduk. [327] |
Bayraktar Bayraklı | And olsun ki, daha once Ibrahim'e de akla uygun olani gostermistik. Biz onu biliyorduk. |
Bekir Sadak | And olsun ki, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü (uygun olanı, doğru yolu, doğru düşünmeyi) vermiştik ve biz bunu bilenlerdik.. |
Celal Yıldırım | Andolsun ki, biz daha önce İbrahim'e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n peygamberliğe ehil olduğunu) biliyorduk. |
Cemal Külünkoğlu | Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk. |
Diyanet İşleri | And olsun ki, daha önce İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. |
Diyanet Vakfı | Biz daha önce de İbrahim'e anlama ve kavrama yeteneğini bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk. |
Edip Yüksel | And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik (akla uygun olanı göstermiştik). Biz onu biliyorduk. |
Elmalılı ( Sade ) | Andolsun ki, bundan önce de İbrahim'e olgunluğunu vermiştik ve onun buna layık olduğunu da biliyorduk. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Şanım hakkı için bundan evvel de İbrahime rüşdünü vermiştik |
Elmalılı Hamdi Yazır | Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. |
Gültekin Onan | Andolsun ki İbrahim’e daha önceden, doğru yolu bulma imkanı vermiştik ve biz onu bilenlerdik. |
Harun Yıldırım | Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik. |
Hasan Basri Çantay | Ve and olsun ki, daha önce İbrâhîm’e de rüşdünü (doğruyu bulma kabiliyetini)vermiştik ve onu(n buna ehil olduğunu) bilenler idik. |
Hayrat Neşriyat | Andolsun ki; Biz, daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik. Ve Biz onu bilenlerdik. |
İbni Kesir | Biz İbrahim'i çok iyi bilen olduğumuz için, (ona elçiliğimizi vermeden) daha önce olgunluk (doğru düşünme yeteneğini) vermiştik. |
İlyas Yorulmaz | Şüphesiz bundan (erginlik çağına ermeden) önce İbrahim'e rüştünü (peygamberliği) vermiştik ve biz onu (buna liyakatli) bilenlerdik. |
İnsan Dergisi | Doğrusu Biz Musa'dan çok daha önce, İbrahim'e üstün ahlâkî özellikler ve sağlam bir muhakeme yeteneği vererek ona da hak ettiği olgunluğu bahşetmiştik. Onun buna lâyık olduğunu çok iyi biliyorduk. |
Kadri Çelik | Ve gerçek şu ki, Biz (Musa'dan) çok önce İbrahim'e (de) sağduyu vermiştik; ve o'na (yön veren saiki) biliyorduk, |
Mahmut Kısa | Andolsun ki daha önce İbrâhim'e onu doğru yola sevkedecek delilleri vermiştik ve onun, buna ehil olduğunu da biliyorduk. |
Muhammed Esed | Doğrusu Biz, (Musa'dan) çok daha önce İbrahim'e de doğru işleyen bir muhakeme vermiştik; (İbrahim'in) bununla (doğru yolu bulacağını) daha baştan biliyorduk. |
Mustafa İslamoğlu | Ve andolsun ki, İbrahim'e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O'na âlimler idik. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Andolsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşd (doğru yolu bulma kabiliyeti) vermiştik. Zaten biz onu biliyorduk. |
Ömer Öngüt | Daha önce de İbrahim’e doğru yolu göstermiştik. Biz onu biliyorduk. |
Şaban Piriş | Ve gerçek ŞU Kİ, Biz (Musa’dan) çok daha önce İbrahim’e de, doğru yolu bulma yetisi vermiştik. Biz onu çok iyi biliyoruz. |
Sadık Türkmen | Andolsun ki, daha önce de İbrahim'e doğru ile eğriyi ayırdetme yeteneği vermiştik. Onun peygamberliğe elverişli olduğunu biliyorduk. |
Seyyid Kutub | Biz Mûsâ’dan önce de İbrâhim’e hidâyet ve akl-ı selim verdik. Biz onun halini pek iyi biliyorduk. |
Suat Yıldırım | Andolsun biz, daha önceden İbrâhim'e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk. |
Süleyman Ateş | Andolsun, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. |
Süleymaniye Vakfı | Daha önce de İbrahim’e olgunluk vermiştik. Biz ondaki olgunluğu biliriz. |
Tefhim-ul Kuran | Daha önce Biz İbrahim'e de doğru yolu bulmasını sağlayacak bir sağduyu ve olgunluk vermiştik; çünkü onun buna lâyık olduğunu biliyorduk. |
Ümit Şimşek | Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. |
Yaşar Nuri Öztürk | Andolsun ki Biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü (anlayış olgunluğunu) vermiştik ve Biz onu (ne olup-ne olmadığını önceden) bilenlerdik. |
Sureler
Sayfa 322
Mushaf
Mushaf
Enbiyâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi 50. Ayet
Önceki
Önceki
Enbiyâ Suresi 52. Ayet
Sonraki
Sonraki