Enbiyâ Suresi 45. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Enbiyâ Suresi 112 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 73. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 322 sayfa numarasında yer almaktadır.
قُلْ اِنَّـمَٓا اُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِۘ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَٓاءَ اِذَا مَا يُنْذَرُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 322
Sayfa 322
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi
Enbiyâ Suresi
Önceki
Enbiyâ Suresi 44. Ayet
Enbiyâ Suresi 44. Ayet
Sonraki
Enbiyâ Suresi 46. Ayet
Enbiyâ Suresi 46. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ey peygamber! De ki: “Ben yalnızca, vahye dayanarak sizi uyarıyorum!” Fakat sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman, kendilerini ikaz edenin sözünü duymazlar. |
Abdullah Parlıyan | De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar. |
Adem Uğur | De ki: "Ben sizi sadece vahiy ile uyarıyorum". . . (Ne var ki) sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler! |
Ahmed Hulusi | 'Ben, sizi kesinlikle vahy ile uyarı-yorum' de. Hak ve hakikate, çevresindeki olup bitenlere karşı sağır kesilenler, uyarıl-maya devam edilirken de hakka daveti duymazlıktan gelirler. |
Ahmet Tekin | De ki: 'Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Ama sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı duymazlar.' |
Ahmet Varol | De ki: "Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler." |
Ali Bulaç | (Ey Rasûlüm, kâfirlere) de ki: “- Ben sizi ancak vahy ile (Kur’an’la) korkutuyorum.” Amma onlar ne kadar korkutulsalar (faydası yok, çünkü) sağırlar daveti işitmezler. |
Ali Fikri Yavuz | (Ey Rasûlüm,) de ki: “Ben sizi başka bir şeyle değil, ancak (kendisinde hiçbir şüphe olmayan) vahiyle ve ona dayanarak uyarıyorum; fakat sağırlar uyarıldıkları zaman kendilerine yapılan çağrıyı duyamazlar ki, uyarının tesiri olsun.” |
Ali Ünal | De ki: “Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.” Fakat manen sağır olanlar, uyarıldıkları zaman, bu çağrıyı duymazlar. |
Bayraktar Bayraklı | De ki: «Ben ancak sizi vahy ile uyariyorum» Uyarildiklari zaman, sagirlar cagriyi duymazlar. |
Bekir Sadak | De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Ama ne kadar uyarılsalar da sağırlar uyarı davetini işitmezler. |
Celal Yıldırım | De ki: “Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.” Ama sağırlar uyarılsalar da çağrıyı işitmezler. |
Cemal Külünkoğlu | De ki: “Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum.” Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler. |
Diyanet İşleri | De ki: 'Ben ancak sizi vahy ile uyarıyorum' Uyarıldıkları zaman, sağırlar çağrıyı duymazlar. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar. |
Diyanet Vakfı | 'Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum,' de. Ne var ki, sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmez. |
Edip Yüksel | De ki: «Ben sizi ancak vahiyle korkutup uyarıyorum,» uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıyı duymazlar. |
Elmalılı ( Sade ) | De ki: «Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum; ama sağırlar ne kadar uyarılsalar çağrıyı işitmezler. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | De ki ben sizi ancak vahyile inzar ediyorum, amma ne kadar inzar edilseler sağırlar da'veti işitmezler |
Elmalılı Hamdi Yazır | De ki: "Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler." |
Gültekin Onan | De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar. |
Harun Yıldırım | De ki: «Ben ancak vahy ile sizin başınıza gelecek tehlikeleri haber veriyorum». (Fakat) sağırlar inzâr (ve tehdîd) edilecekleri zaman duymazlar. |
Hasan Basri Çantay | De ki: 'Sizi ancak vahiy ile korkutuyorum. Fakat sağırlar, korkutulmakta oldukları zaman çağrıyı işitmez!' |
Hayrat Neşriyat | De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Sağırlar uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler. |
İbni Kesir | Deki "Ben sizi bu vahy ile uyarıyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıkları zaman bu çağrıyı işitmezler." |
İlyas Yorulmaz | De ki: “Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutmaktayım. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler.” |
İnsan Dergisi | Ey Peygamber! Uyarılara devam ederek de ki: "Ey insanlar! Ben sizi kendi görüşlerimle, şahsi düşüncelerimle değil, ancak Allah katından gelen Kur'an gibi bir vahiyle uyarıyorum." Ne var ki, gerçeklere kulak tıkayan sağırlar ne kadar uyarılsalar da, kendilerini felâketten kurtaracak bu çağrıyı işitmezler. Bununla birlikte: |
Kadri Çelik | De ki: "Ben yalnızca vahye dayanarak sizi uyarıyorum!" Ne var ki, (kalbi) sağır olan kimseler bu çağrıyı işitmeyecek(ler)dir, defalarca uyarılsalar da. |
Mahmut Kısa | De ki: Ben sizi vahiyle korkutup duruyorum ancak, fakat sağırlar, korkutuldukları zaman da kendilerini dâvet edenin sözünü duymazlar. |
Muhammed Esed | (Ey Muhammed!) "Ben sizi sadece vahiyle uyarıyorum!" de. Ama, ne kadar uyarılsalar da (kalbi) sağır olanlar bu çağrıyı işitmeyecekler. |
Mustafa İslamoğlu | De ki: «Ben sizi ancak vahy ile korkutuyorum. Sağır olanlar ise korkutuldukları zaman dâveti işitmezler.» |
Ömer Nasuhi Bilmen | Resulüm! De ki: “Ben sizi ancak vahiy ile korkutuyorum. Fakat sağır olanlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler. ” |
Ömer Öngüt | De ki: -Sizi ancak vahiy ile uyarıyorum. Uyarıldıkları zaman ancak sağırlar çağrıyı işitmez. |
Şaban Piriş | De ki: “Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum,” ama sağırlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmiyorlar. |
Sadık Türkmen | De ki; «Ben vahyin mesajına dayanarak sizi uyarıyorum.» Fakat sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitemezler. |
Seyyid Kutub | De ki: "Ben Sizi sadece vahiyle uyarıyorum. Fakat belli ki sağırlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duyamazlar." |
Suat Yıldırım | De ki: "Ben ancak sizi vahiyle uyarıyorum. Ama sağır(lar) uyarıldıkları zaman çağırıyı işitmez(ler)." |
Süleyman Ateş | De ki: «Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp korkutmaktayım. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler.» |
Süleymaniye Vakfı | De ki “Ben sizi sadece vahiyle uyarıyorum. Ama sağırlar uyarıldıkları sırada yapılan çağrıyı işitmezler.” |
Tefhim-ul Kuran | De ki: Ben sizi vahye dayanarak uyarıyorum. Fakat sağırlar, bir uyarıya muhatap olduklarında çağrıyı işitmiyorlar. |
Ümit Şimşek | De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki! |
Yaşar Nuri Öztürk | De ki "Ben sizi (İlahi) vahiyle uyarıp-korkutmaktayım. Ancak sağır olanlar, uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler." |
Sureler
Sayfa 322
Mushaf
Mushaf
Enbiyâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi 44. Ayet
Önceki
Önceki
Enbiyâ Suresi 46. Ayet
Sonraki
Sonraki