En'âm Suresi 12. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
En'âm Suresi 165 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 55. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 128 sayfa numarasında yer almaktadır.
قُلْ لِمَنْ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قُلْ لِلّٰهِۜ كَتَبَ عَلٰى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَۜ لَيَجْمَعَنَّكُمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ اَلَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 128
Sayfa 128
İlgili Sure
En'âm Suresi
En'âm Suresi
Önceki
En'âm Suresi 11. Ayet
En'âm Suresi 11. Ayet
Sonraki
En'âm Suresi 13. Ayet
En'âm Suresi 13. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O Allah ki, acıma ve şefkati kendine ilke edinmiştir. Hepinizi şüphe olmayan kıyamet gününe götürüp, bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar. |
Abdullah Parlıyan | (Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. "Allah'ındır" de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar. |
Adem Uğur | De ki: "Semâlar ve arzda olanlar (Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların açığa çıkması için yoktan {birbirlerine GÖRE} var kıldıkları) kimindir?" De ki: "Allâh'ındır!" Rahmeti (Er-Rahman ismi özelliği sonucu âlemleri yaratmayı) nefsi üzerine yazmıştır! Sizi, kendisinde hiç şüphe olmayan kıyamet sürecinde toplayacaktır! Nefslerini hüsrana uğratanlar; işte onlar, iman etmezler! |
Ahmed Hulusi | 'Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar kimindir, kimin tasarrufundadır?' diye sor. 'Rahmetini ve merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kılan, ilke edinen Allah’ındır' de. Sizi, gerçekleşeceğinde ve hesaba çekileceğinizde şüphe olmayan kıyamet gününe elbette toplayıp getirecektir. Kendilerini, birbirlerini zarara, ziyana uğratanlar, işte onlar iman etmeyecekler. |
Ahmet Tekin | De ki: 'Göklerde ve yerde olanlar kimindir?.' 'Allah'ındır' de. O rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. Muhakkak ki, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi biraraya toplayacaktır. Kendi kendilerini zarara sokanlar, işte onlar iman etmezler. |
Ahmet Varol | De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
Ali Bulaç | De ki: “- Göklerde ve yerde olan şeyler kimin?” (Eğer cevap verilmezse) de ki: Allah’ındır. O, kendi üstüne rahmeti yazdı. Muhakkak ki sizi kıyamet gününe (götürüp) toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Nefislerine ziyan edenler, işte onlar, iman etmezler.” |
Ali Fikri Yavuz | De ki: “Göklerde ve yerde her ne varsa kimindir?” “Allah’ındır!” de. O, rahmetle muameleyi Zâtı’na yakışan bir muamele tarzı kılmıştır. (Bu sebeple de, rahmetinin tam tecellisi için) sizi, vukuunda asla şüphe bulunmayan Kıyamet Günü mutlaka bir araya toplayacaktır. (İlâhî rahmetten sermayeleri olan fıtratı asliyelerini, akıllarını, inanma istidatlarını kötüye kullanarak) bizzat kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki, işte onlar iman etmezler. |
Ali Ünal | De ki: “Göklerde ve yerde olan her şey kime aittir?” De ki: “Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah'a aittir. Sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.” |
Bayraktar Bayraklı | De ki: «Goklerde ve yerde olanlar kimindir?", «Allah'indir» de. O, rahmet etmeyi kendi uzerine almistir; and olsun ki, sizi vukuu suphe goturmeyen kiyamet gununde toplayacaktir. Kendilerine yazik ettiler; cunku onlar inanmazlar. |
Bekir Sadak | De ki: Göklerde ve yerde olan kimindir? De ki: Allah'ındır. O, rahmeti kendine gerekli kılmıştır. And olsun ki, meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan Kıyamet günü sizi bir araya getirip toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlar (Allah'a ve Kıyamete) inanmazlar. |
Celal Yıldırım | De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki “Allah'ındır.” O, affetmeyi kendisine ilke edinmiştir. O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan kıyamet günü hepinizi mutlaka bir araya toplayacaktır. Ama (aklını kullanmayarak) kendilerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
Cemal Külünkoğlu | De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. |
Diyanet İşleri | De ki: 'göklerde ve yerde olanlar kimindir?', 'Allah'ındır' de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | (Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. «Allah'ındır» de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar. |
Diyanet Vakfı | De: 'Göklerde ve yerde olanlar kimin?' 'ALLAH'ın,' de. Kendisine merhametli olmayı gerekli kıldı. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kişiliklerini yitirenler inanmıyanlardır. |
Edip Yüksel | De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» «Allah'ındır» de. O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır. Sizi, varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar. |
Elmalılı ( Sade ) | De ki: «Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?» «Allah'ındır!» de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de «Allahın» de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler |
Elmalılı Hamdi Yazır | De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Tanrı'nındır." O rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde / içinde / hakkında kuşku olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
Gültekin Onan | De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah’ındır.” O rahmeti kendi üzerine yazdı. Kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette sizi toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar iman etmezler. |
Harun Yıldırım | De ki: «Göklerde ve yerde olan her şey kimin?» De ki: «Allahındır». O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte îman etmeyecek olanlar onlardı.. |
Hasan Basri Çantay | (Ve yine) de ki: 'Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?' (Yine sen cevab ver de:)'Allah’ındır!' de! (O,) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Sizi, (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününe mutlaka toplayacaktır. Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler. |
Hayrat Neşriyat | De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah'ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar. |
İbni Kesir | Deki "Göklerde ve yerde olanlar kime aittir?" Deki "Allah'a aittir. Allah, rahmeti nefsine yazmış ve geleceğinde hiçbir şüphenin olmadığı bir günde sizi mutlak toplayacaktır." Kendilerine yazık etmiş olanlar var ya, bunlara inanmazlar. |
İlyas Yorulmaz | De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır.” O, kendi üzerine rahmeti yazmıştır. Sizi, kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar (var ya), işte onlar inanmayanlardır. |
İnsan Dergisi | De ki: "Kimindir, göklerde ve yerde olan bütün varlıklar? Onların da mecburen kabul edecekleri cevabı kendin vererek "Allah'ındır!" de. O Allah ki, kullarına merhamet etmeyi ve onlara daima sevgi ve şefkat göstermeyi kendisine ilke edinmiş, vazgeçilmez bir görev olarak yazmıştır. Fakat bu merhamet, adaleti engelleyecek bir merhamet değildir. Nitekim Allah, gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan Diriliş Günü hepinizi hesaba çekmek üzere huzurunda toplayacaktır. Fakat kendilerini felâkete sürükleyenler, bu hakikate iman etmezler. Hâlbuki: |
Kadri Çelik | De ki: "Kime aittir göklerde ve yerde olan her şey?" De ki: "Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allaha". O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Kıyamet Günü hepinizi bir araya mutlaka toplayacaktır: ama kendilerine yazık edenler (var ya), işte (Ona) inanmayı reddedenler onlardır; |
Mahmut Kısa | De ki: Kimindir ne varsa göklerde ve yeryüzünde? De ki: Allah'ın; rahmet etmeyi gerekli kıldı özüne. Kıyâmet günü hepinizi de tapısında toplayacak ve hiç şüphe yok o günün geleceğinde. Kendilerine ziyan edenlerdir inanmayanlar. |
Muhammed Esed | "Kime aittir göklerde ve yerdeki her şey?" diye sor! "Kendisine rahmeti prensip edinen Allah'a" diye cevap ver! Geleceğine dair hiçbir kuşku bulunmayan Kıyamet Günü'nde, elbet hepinizi bir araya toplayacaktır. Kendisini kaybeden kimselere gelince: onlar artık iman etmezler. |
Mustafa İslamoğlu | De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ'nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır. ” O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki hepinizi, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler. |
Ömer Öngüt | Yine de ki: - Göklerde ve yerde olanlar kimindir? -Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah’ındır! de! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler. |
Şaban Piriş | De ki: “Göklerde ve yeryüzünde olanlar kimindir?” De ki: “Allah’ındır!” O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Elbette sizi, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerini hüsrana sokan kimseler var ya, işte onlar inanmıyorlar. |
Sadık Türkmen | De ki; «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki; «Allah'ındır.» O merhametliliği üzerine görev yazdı. Sizleri geleceği kuşkusuz olan Kıyamet günü kesinlikle biraraya getirecektir. Kendilerine kıyanlar var ya, buna sadece onlar inanmazlar. |
Seyyid Kutub | (12-13) De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah’ındır" de. O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir. O, geleceğinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet günü sizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki iman etmezler. Halbuki gecede ve gündüzde barınan her şey O’nundur. O her şeyi işitir ve bilir. |
Suat Yıldırım | De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allâh'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)tir. Sizi elbette varlığında şüphe olmayan kıyâmet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini ziyana sokanlar, inanmazlar. |
Süleyman Ateş | De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki: «Allah'ındır.» O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
Süleymaniye Vakfı | “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” diye sor ve de ki “Allah'ındır.” O, ikramı bol olmayı kendi üzerine yazmıştır. (Mezardan) kalkış günü hepinizi kesinlikle bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Ama kendilerine yazık edenler, işte onlar buna inanmayacaklardır. |
Tefhim-ul Kuran | De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O, kendi üzerine rahmeti yazdı. Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde O sizi toplayacaktır. Kendilerini hüsrana düşürmüş olanlar işte buna inanmazlar. |
Ümit Şimşek | Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler. |
Yaşar Nuri Öztürk | De ki "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki "Allah'ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazmıştır. Sizi kendisinde kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar (bu gerçeklere) inanmazlar. |
Sureler
Sayfa 128
Mushaf
Mushaf
En'âm Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
En'âm Suresi 11. Ayet
Önceki
Önceki
En'âm Suresi 13. Ayet
Sonraki
Sonraki