|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالضُّحٰىۙ Andolsun, kuşluk vaktine! |
1 |
|
وَالَّيْلِ اِذَا سَجٰىۙ Andolsun, sükûnet bulduğu zaman geceye! |
2 |
|
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلٰىۜ Rabbin seni terketmedi ve sana gücenmedi. |
3 |
|
وَلَلْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْاُو۫لٰىۜ Andolsun, senin için âkıbet, tebliğe başladığın ilk günlerden, ümmetinin geleceği, geçmişinden, âhiret, ebedî yurt dünyadan daha hayırlıdır. |
4 |
|
وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَـرْضٰىۜ Rabbin sana nimetlerini ihsan etmeye devam edecek, sen de hoşnut olacaksın. |
5 |
|
اَلَمْ يَجِدْكَ يَت۪ـيـماً فَاٰوٰىۖ Seni, eşsiz, benzersiz bir yetim bulup da, yurt yuva ve peygamberlik vermedi mi? |
6 |
|
وَوَجَدَكَ ضَٓالاًّ فَهَدٰىۖ Senin, peygamberlikten, Kur’ândan, şeriattan habersiz başına buyruk bir kavim içinde tek başına olduğunu, hidayeti arzuladığını görüp seni hidayete erdirmedi mi, insanlığa rehber yapmadı mı, insanları sana yönlendirmedi mi? |
7 |
|
وَوَجَدَكَ عَٓائِلاً فَاَغْنٰىۜ Seni yoksul bulup zengin etmedi mi, donanımsız bulup yeterli hale getirmedi mi? |
8 |
|
فَاَمَّا الْيَت۪يمَ فَلَا تَقْهَرْۜ Öyleyse sakın yetimlere, dullara eziklik içinde bir hayat yaşatma. |
9 |
|
وَاَمَّا السَّٓائِلَ فَلَا تَنْهَرْۜ Yardım isteyenlere, medet umanlara lütuf ve ihsanın esirgenmesine rıza gösterme. |
10 |
|
وَاَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ Dur durak bilmeden Rabbinin vahyi, sana ihsan ettiği peygamberlik nimeti sebebiyle şükrünü eda etmek için tebliğe devam et! |
11 |