Beyyine Suresi 4. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Beyyine Suresi 8 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 100. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 598 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَمَا تَفَرَّقَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْـكِتَابَ اِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُۜ
Sureler
Mushaf
Sayfa 598
Sayfa 598
İlgili Sure
Beyyine Suresi
Beyyine Suresi
Önceki
Beyyine Suresi 3. Ayet
Beyyine Suresi 3. Ayet
Sonraki
Beyyine Suresi 5. Ayet
Beyyine Suresi 5. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Bize de kitap verildi diyenler, ancak kendilerine açık ve kesin delil geldikten sonra, inanç birlikteliklerini bozdular. |
Abdullah Parlıyan | Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Adem Uğur | Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o beyyine geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ahmed Hulusi | İşte bundan sonra, müjdelenen peygamberin, kendi içlerinden görevlendirilmeyip, âdil önder Muhammed’in hak delil Kuran ile tebliğe başlamasından sonra, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlar ihtilâf çıkardılar, ayrı baş çektiler, düşman oldular. |
Ahmet Tekin | Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ahmet Varol | Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Ali Bulaç | Böyle iken, kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahud Kur’an) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere iman etti, kimi inkâr etti, kimi de şübhe içinde bocaladı durdu.) |
Ali Fikri Yavuz | Ehl–i Kitap mensupları, kendi aralarında da kendilerine gerçeğin kesin delili geldikten sonra tefrikaya düştüler. |
Ali Ünal | Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler. [787] |
Bayraktar Bayraklı | Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apacik belge geldikten sonra ayriliga dustuler. |
Bekir Sadak | Kitap (Tevrat ve İncil) verilenler ise, kendilerine ancak bu açık kesin delil geldikten sonra bölünüp ayrıldılar. |
Celal Yıldırım | Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil (Kur'an ve Peygamber) geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Cemal Külünkoğlu | Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Diyanet İşleri | Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Diyanet Vakfı | Gerçek şu ki, kendilerine kitap verilmiş olanlar, ancak onlara açık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Edip Yüksel | Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Elmalılı ( Sade ) | Böyle iken o kitap verilmiş olanlar ancak, kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Böyle iken o kitab verilmiş olanlar ancak geldikten sonra ayrıldılar kendilerine o beyyine |
Elmalılı Hamdi Yazır | Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Gültekin Onan | Ama kendilerine kitap verilenler, ancak apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Harun Yıldırım | Böyle iken kitab verilmiş olan bunlar, ayrılmadı (lar, ayrılmadılar) da ancak kendilerine o apâşikâr hüccet geldikden sonra (ayrıldılar). |
Hasan Basri Çantay | Böyleyken o kitab verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştü. |
Hayrat Neşriyat | Ama kitab verilmiş olanlar, kendilerine apaçık huccetler geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
İbni Kesir | Ehli kitaptan olanlar, kendilerine gelen beyyinelerden (açıklayıcı ayetlerden) sonra ayrılıklara düştüler. |
İlyas Yorulmaz | Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
İnsan Dergisi | Ama ne var ki, kendilerine kutsal Kitap emanet edilmiş olan ve Son Peygamber zuhur eder etmez ona iman edeceklerini öne süren Yahudi ve Hristiyanlar, asıl kendilerine bu apaçık delil geldikten sonra —Tevrat ve İncil'in müjdelediği Son Elçiyi inkâr ederek— inanç birlikteliklerini bozup hak dinde ayrılık çıkardılar. |
Kadri Çelik | Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler, hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra (inanç) birlikteliklerini bozdular. |
Mahmut Kısa | Ve ancak kendilerine apaçık kesin bir delil geldikten sonradır ki aykırılığa düştüler, kendilerine kitap verilmiş olanlar. |
Muhammed Esed | Ama önceki vahiylerin mensupları durdular durdular da, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Mustafa İslamoğlu | Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ömer Öngüt | Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Şaban Piriş | Kendilerine kitap verilenler; kendilerine o apaçık delil geldikten sonra, ayrılığa düştüler. |
Sadık Türkmen | Ama, kendilerine kitab verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Seyyid Kutub | Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi. |
Suat Yıldırım | Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Süleyman Ateş | Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Süleymaniye Vakfı | Kendilerine kitap verilenler de o beyyine (o kitap) gelinceye kadar bölünüp parçalanmazlar[*]. |
Tefhim-ul Kuran | Ama kendilerine kitap verilenler, onlara delil geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler. |
Ümit Şimşek | Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Kitab ehlinden olanlar ancak kendilerine beyyineler (apaçık deliller-belgeler) geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Sureler
Sayfa 598
Mushaf
Mushaf
Beyyine Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Beyyine Suresi 3. Ayet
Önceki
Önceki
Beyyine Suresi 5. Ayet
Sonraki
Sonraki