Beled Suresi - الْبَلَدِ


Beled Suresi 20 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 35. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 594 sayfa numarasında yer almaktadır.



Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Sureler
Mealler

Tüm Sureler
Önceki
Fecr Suresi
Sonraki
Şems Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Yemin ederim bu beldeye (Mekke şehrine),
2 Sen (Ey Rasûlüm), ikamet ederken bu beldede;
3 Ve yemin ederim bir (Âdem) babaya ve (ondan üreyip) doğana ki,
4 Doğrusu biz, insanı bir meşakkat içinde yarattık.
5 O, kendisine karşı, asla kimse güç yetiremez mi sanıyor?
6 Diyor ki, “- (Peygambere düşmanlık uğruna) yığın yığın mal harcadım.”
7 Onu, kimsenin görmediğini mi zannediyor?
8 Biz, ona vermedik mi iki göz,
9 Bir dil ve iki dudak?
10 Bir de ona, (hak ve bâtılı) iki yol gösterdik.
11 Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).
12 Bildin mi, o çetin iş ne?
13 O, köle azad etmektir.
14 Yahud şiddetli bir açlık gününde yemek yedirmektir.
15 Akrabalığı olan bir yetime...
16 Yahud toprak üstüne yığılan miskine...
17 (Bütün bunlardan) sonra iman edib de birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamet tavsiye eden kimselerden olmaktır.
18 İşte bunlar, (amel defterleri sağ ellerine verilenler) sağcılardır.
19 Ayetlerimizi inkâr edenler ise; onlar (amel defterleri sol ellerine verilenler) solculardır.
20 Onların üzerlerine kapıları kilitlenmiş bir ateş kapanmış olacaktır.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ 1
وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ 2
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ 3
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ 4
اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ 5
يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالاً لُبَداًۜ 6
اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ 7
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ 8
وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ 9
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ 10
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ 11
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ 12
فَكُّ رَقَبَةٍۙ 13
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ 14
يَت۪يماً ذَا مَقْرَبَةٍۙ 15
اَوْ مِسْك۪يناً ذَا مَتْرَبَةٍۜ 16
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ 17
اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ 18
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ 19
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ 20
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ
Yemin ederim bu beldeye (Mekke şehrine),		 1
وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ
Sen (Ey Rasûlüm), ikamet ederken bu beldede;		 2
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ
Ve yemin ederim bir (Âdem) babaya ve (ondan üreyip) doğana ki,		 3
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ
Doğrusu biz, insanı bir meşakkat içinde yarattık.		 4
اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ
O, kendisine karşı, asla kimse güç yetiremez mi sanıyor?		 5
يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالاً لُبَداًۜ
Diyor ki, “- (Peygambere düşmanlık uğruna) yığın yığın mal harcadım.”		 6
اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ
Onu, kimsenin görmediğini mi zannediyor?		 7
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ
Biz, ona vermedik mi iki göz,		 8
وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ
Bir dil ve iki dudak?		 9
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ
Bir de ona, (hak ve bâtılı) iki yol gösterdik.		 10
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ
Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).		 11
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ
Bildin mi, o çetin iş ne?		 12
فَكُّ رَقَبَةٍۙ
O, köle azad etmektir.		 13
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ
Yahud şiddetli bir açlık gününde yemek yedirmektir.		 14
يَت۪يماً ذَا مَقْرَبَةٍۙ
Akrabalığı olan bir yetime...		 15
اَوْ مِسْك۪يناً ذَا مَتْرَبَةٍۜ
Yahud toprak üstüne yığılan miskine...		 16
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ
(Bütün bunlardan) sonra iman edib de birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamet tavsiye eden kimselerden olmaktır.		 17
اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ
İşte bunlar, (amel defterleri sağ ellerine verilenler) sağcılardır.		 18
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ
Ayetlerimizi inkâr edenler ise; onlar (amel defterleri sol ellerine verilenler) solculardır.		 19
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ
Onların üzerlerine kapıları kilitlenmiş bir ateş kapanmış olacaktır.		 20

Sureler

Mealler
Tüm Sureler
Fecr Suresi
Önceki
Şems Suresi
Sonraki