A'râf Suresi 134. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
A'râf Suresi 206 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 39. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 151 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُوا يَا مُوسَى ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَۚ لَئِنْ كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَۚ
Sureler
Mushaf
Sayfa 151
Sayfa 151
İlgili Sure
A'râf Suresi
A'râf Suresi
Önceki
A'râf Suresi 133. Ayet
A'râf Suresi 133. Ayet
Sonraki
A'râf Suresi 135. Ayet
A'râf Suresi 135. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve başlarına ne zaman bir bela ve musibet gelse, “Ey Musa!” derlerdi. “Sana verdiği söze karşılık Rabbine, bizim için dua et. Eğer bizden bu azabı kaldırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle inanır ve israoğullarını seninle beraber göndeririz.” |
Abdullah Parlıyan | Azap üzerlerine çökünce, "Ey Musa! sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğullarını seninle göndereceğiz" dediler. |
Adem Uğur | Üzerlerine bu azap geldiğinde: "Ey Musa! Sözleşmene dayanarak, bizim için Rabbine dua et. . . Şayet bu azabı bizden kaldırırsan, muhakkak ki sana iman edeceğiz ve mutlaka İsrailoğullarını seninle beraber göndereceğiz" dediler. |
Ahmed Hulusi | Azap üzerlerine çökünce: 'Ey Mûsâ, sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et. Eğer bizden azâbı kaldırırsan, kesinlikle sana itimat edeceğiz ve İsrâiloğulları’nı, temel hak ve hürriyetlerinin kısıtlanmasına son vererek seninle göndereceğiz.' dediler. |
Ahmet Tekin | Başlarına bir felaket geldiğinde: 'Ey Musa! Sana olan ahdine dayanarak bizim için Rabbine dua et. Eğer üzerimizden bu felaketi kaldırırsan sana iman edecek ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz' diyorlardı. |
Ahmet Varol | Başlarına iğrenç bir azab çökünce, dediler ki: "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz. |
Ali Bulaç | (Onların) üzerlerine o azab çökünce: “- Ey Mûsa! Bizim için, sana verdiği peygamberlik ahdi hürmetine, (Rabbine) duâ et. Eğer bizden bu azâbı kaldırırsan, yemin olsun ki, sana muhakkak iman edeceğiz, ve İsraîloğullarını da elbette seninle beraber göndereceğiz.” dediler. |
Ali Fikri Yavuz | Musibet üzerlerine çökünce Musa’ya gelir ve şöyle sızlanırlardı: “Ey Musa, O’nun (Kendi Ulûhiyet ve Rubûbiyetine mukabil sana olan kulluk ve risalet) ahdi (ve dualarını kabul edeceği) sözü hakkı için bizim adımıza Rabbine yalvar. Andolsun, eğer bu musibeti üzerimizden kaldırırsan, hiç şüphen olmasın ki sana inanacak ve yine hiç şüphen olmasın ki, İsrail Oğulları’nı seninle birlikte göndereceğiz.” |
Ali Ünal | Azap üzerlerine çökünce, “Ey Mûsâ! Sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et! Eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrâiloğulları'nı seninle göndereceğiz” dediler. |
Bayraktar Bayraklı | Azap baslarina cokunce, «Ey Musa! Rabbine, sana verdigi ahde gore bizim icin yalvar. Bizden azabi kaldirirsan sana, and olsun ki, inanacagiz ve Israilogullarini seninle beraber gonderecegiz"dediler. |
Bekir Sadak | Üzerlerine (bu gibi azâb, murdarlık) çökünce. Ey Musa, dediler, sana verdiği söze karşılık Rabbine bizim için duâ et. Eğer bizden bu azâb ve murdarlığı kaldırırsan and olsun ki sana kesinlikle inanırız ve İsrail oğullarını seninle beraber (serbest bırakıp) göndeririz. |
Celal Yıldırım | Ne zaman ki azap üzerlerine çöktü: “Ey Musa sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et! Eğer bu azabı bizden kaldırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle iman eder ve muhakkak İsrailoğullarını seninle birlikte (Mısır'dan) göndeririz” dediler. |
Cemal Külünkoğlu | Üzerlerine azap çökünce, “Ey Mûsâ! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz” dediler. |
Diyanet İşleri | Azab başlarına çökünce, 'Ey Musa! Rabbine, sana verdiği ahde göre bizim için yalvar. Bizden azabı kaldırırsan sana, and olsun ki, inanacağız ve İsrailoğullarını seninle beraber göndereceğiz'dediler. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Azap üzerlerine çökünce, «Ey Musa! sana verdiği söz hürmetine, bizim için Rabbine dua et; eğer bizden azabı kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve muhakkak İsrailoğullarını seninle göndereceğiz» dediler. |
Diyanet Vakfı | Her ne zaman başlarına bir musibet gelse, 'Ey Musa, sana verdiği sözden dolayı Rabbine yalvar. Bizi bu felaketlerden kurtarırsan sana inanır ve İsrail oğullarını da seninle beraber yollarız,' dediler. |
Edip Yüksel | Ne zaman ki, azap üzerlerine çöktü, dediler ki, «Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et, sana olan ahdi hürmetine eğer bizden bu azabı kaldırır uzaklaştırırsan, yemin olsun ki, sana kesinlikle iman edeceğiz. Ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz.» |
Elmalılı ( Sade ) | Üzerlerine azap çöktüğü vakit dediler ki: «Ey Musa sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et! Eğer bu azabı bizden sıyırırsan, andolsun ki, sana kesinlikle iman eder ve İsrail oğullarını seninle birlikte muhakkak göndeririz.» |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Vaktaki azab üzerlerine çöktü, ya Musâ! dediler: Bizim için rabbına dua et, sana olan ahdi hurmetine, eğer bizden bu azâbı sıyırırsan kasem olsun ki sana kat'iyyen iyman ederiz ve Beni İsraîli seninle beraber mutlak göndeririz |
Elmalılı Hamdi Yazır | Başlarına iğrenç bir azab çökünce dediler ki: "Ey Musa, rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip giderirsen andolsun sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz." |
Gültekin Onan | Ne zaman ki üzerlerine azap çöktü, “Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et de sana olan ahdi hürmetine bizden bu azabı kaldırırsan andolsun ki sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını muhakkak seninle beraber göndereceğiz.” dediler. |
Harun Yıldırım | Üzerlerine o azâb çökünce: «Yâ Musa, dediler bizim için Rabbine — sana olan ahdi hürmetine —düâ et. Eğer bu azabı bizden ayırıb sıyırırsan, andolsun, sana kat'iyyen îman edeceğiz. Andolsun, İsrail oğullarını da seninle beraber mutlak göndereceğiz». |
Hasan Basri Çantay | Derken üzerlerine o kötülük (o azab) çökünce: 'Ey Mûsâ! Senin yanında olan(sana) verdiği söz hürmetine bizim için Rabbine duâ et; yemîn olsun ki, eğer bizden azâbı kaldırırsan, sana mutlaka îmân edeceğiz ve muhakkak İsrâiloğullarını seninle berâber göndereceğiz!' dediler. |
Hayrat Neşriyat | Üzerlerine azab çökünce, dediler ki: Ey Musa, sana olan ahdine göre Rabbına dua et. Eğer bu azabı bizden kaldırırsan; andolsun ki, sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz. |
İbni Kesir | Ne zaman bu belalar onların başlarına geldi, o vakit Musa'ya "Yanındaki ahit adına Rabbine dua et. Eğer bu belaları bizden kaldırırsa, sana inanacağız ve seninle birlikte İsrail oğullarını göndereceğiz" dediler. |
İlyas Yorulmaz | Azap başlarına çökünce, “Ey Musa! Rabbine, sana verdiği söz uyarınca bizim için yalvar. Bizden azabı kaldırırsan, şüphesiz sana iman edeceğiz ve İsrail oğullarını seninle beraber (vaat edilmiş topraklara) göndereceğiz” dediler. |
İnsan Dergisi | Ne zaman yukarıda sözü edilen belâlardan bir belâ başlarına çökse, her defasında "Ey Musa!" diye yalvarıyorlardı, "Sana verdiği sözün hürmetine, bizim için Rabb'ine yalvar da şu belâyı başımızdan kaldırsın! Yeminle söylüyoruz, eğer bu azabı bizden uzaklaştırırsan, sana kesinlikle iman edeceğiz ve İsrailoğulları'nın seninle birlikte Mısır'dan çıkıp gitmesine izin vereceğiz!" |
Kadri Çelik | Ve başlarına ne zaman bir bela/bir musibet gelse, "Ey Musa" derlerdi, "Seninle yaptığı (peygamberlik) ahdine dayanarak bizim için Rabbine dua et! Eğer bu musibeti bizden uzaklaştırırsa sana inanacağız ve İsrailoğullarının seninle gitmesine izin vereceğiz!" |
Mahmut Kısa | Azâba uğrayınca yâ Mûsâ diyorlardı; icâbet edeceğine dâir verdiği söze uyarak Rabbine duâ et de bizden bu belâyı defetsin, muhakkak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz. |
Muhammed Esed | (Bu) musibet(ler)in başlarına geldiği her zaman şu vaadde bulunurlardı: "Ey Musa, seninle yaptığı peygamberlik ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et! Bu musibeti bizden uzak tutmayı sağlarsan, söz, sana inanacak ve İsrailoğullarının seninle gitmesine izin vereceğiz." |
Mustafa İslamoğlu | Vaktâ ki onların üzerlerine azap çöktü. Dediler ki: «Ya Mûsa! Bizim için Rabbine dua et, sana olan ahdi hürmetine eğer bizden azabı açarsa, andolsun ki sana elbette imân ederiz ve elbette seninle beraber İsrailoğullarını göndeririz.» |
Ömer Nasuhi Bilmen | Azap üzerlerine çökünce: “Ey Musa! Sana verdiği söz yüzü suyu hürmetine, bizim için Rabbine duâ et. Eğer bu azabı bizden kaldırırsan, andolsun ki sana kesinlikle inanacağız ve İsrâiloğullarını seninle beraber göndereceğiz. ” dediler. |
Ömer Öngüt | -Ey Musa, yanındaki ahid Kitap ile Rabbine yalvar, eğer bizden bu azabı kaldırırsa kesin olarak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle beraber salıvereceğiz. |
Şaban Piriş | Üzerlerine pislik azabı çökünce, dediler ki: “Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine bizim için dua et. Eğer bu cezayı bizden kaldırırsa; ant olsun ki sana inanırız ve kesinlikle İsrailoğulları’nı seninle birlikte göndeririz.” |
Sadık Türkmen | Azap başlarına çökünce; «Ey Musa sana verdiği peygamberlik payesine dayanârak, bizim için Rabbine dua et. Eğer bu azabı başımızdan savarsan, andolsun ki, sana inanacak ve İsrailoğulları'nı seninle birlikte göndereceğiz» dediler. |
Seyyid Kutub | Azap üzerlerine çökünce dediler ki: "Mûsâ! Rabbin ile arandaki ahit uyarınca, bizim için O’na yalvar. Eğer bu azabı üstümüzden kaldırırsan, mutlaka sana inanacak ve İsrailoğullarını da seninle göndereceğiz." |
Suat Yıldırım | Üzerlerine azâb çökünce: "Ey Mûsâ, dediler, sana verdiği söz uyarınca bizim için Rabbine du'â et; eğer bizden azâbı kaldırırsan, muhakkak sana inanacağız ve mutlaka İsrâil oğullarını seninle beraber göndereceğiz!" |
Süleyman Ateş | Başlarına iğrenç bir azab çöküverince, dediler ki: «Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip gideriverirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz.» |
Süleymaniye Vakfı | Her bir afet başlarına geldikçe şöyle dediler: “Ey Musa! Sana verdiği söz sebebiyle bizim için Rabbine yalvar. Hele bu afeti üzerimizden bir kaldırsın elbette sana inanacağız ve elbette İsrailoğullarını seninle birlikte serbest bırakacağız.” |
Tefhim-ul Kuran | Başlarına bir azap indiğinde, 'Ey Mûsa,' derlerdi. 'Sana olan ahdi hürmetine Rabbine yalvar. Eğer bizden bu azabı kaldırırsan sana iman edecek ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz.' |
Ümit Şimşek | Pislik üzerlerine çökünce şöyle dediler: "Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine dua et. Şu pisliği üzerimizden kaldırırsa, sana kesinlikle inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte mutlaka göndereceğiz." |
Yaşar Nuri Öztürk | Azab üzerlerine çöküverince dediler ki "Ey Musa -sana verdiği ahid adına- Rabbine bizim için dua et. Eğer bu azabı üzerimizden kaldırıp-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz." |
Sureler
Sayfa 151
Mushaf
Mushaf
A'râf Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
A'râf Suresi 133. Ayet
Önceki
Önceki
A'râf Suresi 135. Ayet
Sonraki
Sonraki