Âl-i İmrân Suresi 147. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Âl-i İmrân Suresi 200 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 89. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 50 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ اِلَّٓا اَنْ قَالُوا رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَاِسْرَافَنَا ف۪ٓي اَمْرِنَا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 50
Sayfa 50
İlgili Sure
Âl-i İmrân Suresi
Âl-i İmrân Suresi
Önceki
Âl-i İmrân Suresi 146. Ayet
Âl-i İmrân Suresi 146. Ayet
Sonraki
Âl-i İmrân Suresi 148. Ayet
Âl-i İmrân Suresi 148. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Onların söyledikleri şuydu: “Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla, ayaklarımızı yolunda ve savaşta sağlamlaştır, senden gelen gerçekleri örtbas edenlere karşı bize yardım et.” |
Abdullah Parlıyan | Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl! |
Adem Uğur | Onların söyledikleri şu idi: "Rabbimiz suçlarımızı ve yaptıklarımızdaki aşırılığı bağışla; bize metanet ve sebat ver; hakikati inkâr edenlere karşı bize yardım et, zafer ver. " |
Ahmed Hulusi | Allah dostları: 'Ey Rabbimiz, bizim günahlarımızı, işlerimizdeki taşkınlıklarımızı, idaremizdeki aşırılıkları, ilâhî kurallardaki tecavüzlerimizi, hatalı ve cahilce davranışlarımızı bağışla. Allah yolunda milletimize, devletimize, ordumuza, ihtiyatlı, akıllı ve cesur kararlar almayı, icraatlar yapmayı nasip eyle, özgüvenimizi ve cesaretimizi artır, şerefimizi ve itibarımızı yücelt. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir kavimlere, nankör toplumlara karşı da bize yardım et' niyazından başka söz söylemezler. |
Ahmet Tekin | Onların sözleri ancak: 'Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sağlam tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!' demek olmuştur. |
Ahmet Varol | Onların söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi. |
Ali Bulaç | O âlimlerin sözü sadece şuydu: “- Ey Rabbimiz! Bize günahlarımızı ve işlerimizde yaptığımız taşkınlıklarımızı bağışla. Savaşta ayaklarımızı diret ve kâfirler topluluğuna karşı bize zafer ver.” |
Ali Fikri Yavuz | (Düşmanla karşılaştıklarında) ağızlarından dökülen söz, sadece şundan ibaretti: “Rabbimiz! Günahlarımızı ve vazifemizde, işlerimizde gösterdiğimiz taşkınlıkları bağışla; ayaklarımızı sabit kıl ve şu kâfirler topluluğuna karşı bize yardım ve zafer ihsan eyle!” |
Ali Ünal | Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: “Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla; ayaklarımızı sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!” |
Bayraktar Bayraklı | Dedikleri ancak su idi: «Rabbimiz! Gunahlarimizi, isimizdeki asiriliklarimizi bize bagisla, sebatimizi arttir, inkarci topluluga karsi bize yardim et". |
Bekir Sadak | (Evet) onların (bu durumda da) sözleri şu oldu : «Ey Rabbimiz ! Günahlarımızı, işlerimizdeki aşırılıklarımızı affedip bağışla ; (hak yolunda) ayaklarımızı sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et. |
Celal Yıldırım | Onların (böyle zamanlardaki) tek söyledikleri şuydu: “Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla! Adımlarımızı sağlamlaştır ve inkârcılara karşı bize yardım et!” |
Cemal Külünkoğlu | Onların sözleri ancak, “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” demekten ibaretti. |
Diyanet İşleri | Dedikleri ancak şu idi: 'Rabbimiz! Günahlarımızı, işimizdeki aşırılıklarımızı bize bağışla, sebatımızı arttır, inkarcı topluluğa karşı bize yardım et'. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl! |
Diyanet Vakfı | Sözleri yalnızca şuydu: 'Rabbimiz, günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sağlam tut ve inkarcı topluluğa karşı bize zafer ver.' |
Edip Yüksel | Onların sözleri ancak: «Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et!» demekten ibaretti. |
Elmalılı ( Sade ) | Onların: «Ey Rabbimiz günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla, savaş alanlarında ayaklarımızı iyi dire ve kafirlere karşı bizlere zafer ver!» demekten başka bir sözleri de yoktu. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Başka bir söyledikleri de yoktu, sade: ya Rabbena bize günâhlarımızı ve işimizde taşkınlıklarımızı mağfiret buyur, cihad meydanında ayaklarımızı iyi dire ve kâfirlere karşı bizleri mansur kıl, diyorlardı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Onların söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarımızı ve buyruğumuzdaki / buyrultumuzdaki aşırılıklarımızı / ihmalimizi bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler kavmine karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi. |
Gültekin Onan | Onların sözü: “Rabbimiz, bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sabit kıl ve kafirler toplumuna karşı bize yardım et!” demelerinden başka bir şey olmadı! |
Harun Yıldırım | İşte onların sözü : «Ey Rabbimiz, bizim günâhlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı yarlığa. (Muharebede) ayaklarımızı iyice diret. Kâfirler güruhuna karşı bize yardım et» demelerinden başka bir şey değildi. |
Hasan Basri Çantay | Bunun üzerine (onların:) 'Rabbimiz! Bizim için günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sâbit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle!' demelerinden başka bir sözleri olmadı. |
Hayrat Neşriyat | Sadece: Ey Rabbımız, günahlarımızı ve işimizdeki israfımızı bize bağışla, sebatımızı artır; kafirler güruhuna karşı bize yardım et, diyorlardı. |
İbni Kesir | Ancak onların sözü her defasında "Rabbimiz bize günahlarımızı bağışla, işlerimizdeki taşkınlıklarımızı affet, ayaklarımızı sabitle ve inkarcı topluluklara karşı bize yardım et" demeleri olmuştur. |
İlyas Yorulmaz | Dedikleri ancak şu idi: “Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bize bağışla, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirlere karşı bize yardım et.” |
İnsan Dergisi | En çetin imtihanlarda bile,Allah'ın vaadine olan güven ve bağlılıklarında en ufak bir sarsıntı olmadı. İtiraz etmeden, sızlanmadan, ümitsizliğe kapılmadan mücadeleye devam ettiler. Bu zorlu imtihanlardan geçerlerken, dudaklarından yalnızca şu dualar dökülüyordu: "Ey Rabb'imiz! Sana layık olduğun şekilde kulluk edemedik; eksiklerimiz, kusurlarımız ve acziyetimizle sana el açıp yalvarıyoruz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla ya Rab! Mücadelemizde dizimize derman, yüreğimize cesaret vererek adımlarımızı sağlamlaştır ve inkâr edenlere karşı bize yardım eyle!" |
Kadri Çelik | Onların tek söyledikleri şuydu: "Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla! Adımlarımızı sağlamlaştır ve hakikati inkar edenlere karşı bize yardım et!" |
Mahmut Kısa | Sözleri ancak şuydu: Rabbimiz, yarlıga suçlarımızı, bağışla işlerimizde taşkınlık göstermemizi ve diret ayaklarımızı, yardım et bize kâfir kavme karşı. |
Muhammed Esed | Onların söylediği yalnızca şuydu: "Rabbimiz! Günahlarımızı ve haddi aşan tavırlarımızı bağışla! Bizi sabit kadem kıl ve kafir topluma karşı bize yardım et!" |
Mustafa İslamoğlu | Ve onların sözleri başka değil, şöyle demekten ibaretti: «Ey Rabbimiz! Bizim için günahlarımızı ve işlerimizdeki israflarımızı mağfiret buyur ve ayaklarımızı sabit kıl ve bizlere kâfirler gürûhu üzerine nusret ver.» |
Ömer Nasuhi Bilmen | Onların sözleri sadece şöyle demekten ibaretti: “Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla. Ayaklarımızı sabit kıl, kâfirler gürûhuna karşı bize yardım et. ” |
Ömer Öngüt | Onların sözü: -Rabbimiz, günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılığımızı bağışla ayaklarımızı sabit kıl, kafir topluma karşı bize yardım et! demekten başka bir şey değildi. |
Şaban Piriş | Onların sözleri ancak; “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” demekten ibaretti. |
Sadık Türkmen | Onlar sadece «Ey Rabbimiz, günahlarımızı ve davranışlarımızdaki aşırılıklarımızı affeyle, ayaklarımızı kaydırma ve kâfirler karşısında bize yardım et» demişlerdir. |
Seyyid Kutub | Evet onların bu durumda dedikleri sadece şu oldu: "Ey bizim kerîm Rabbimiz, günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıklarımızı affet! Ayaklarımızı hak yolda sabit kıl ve kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!" |
Suat Yıldırım | Sadece şöyle diyorlardı: "Rabbimiz, bizim günâhlarımızı ve işimizde taşkınlığımızı bağışla, ayaklarımızı (yolunda) sağlam tut, kâfir topluma karşı bize yardım eyle!" |
Süleyman Ateş | Onların söyledikleri: «Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kâfirler topluluğuna karşı yardım et.» demelerinden başka bir şey değildi. |
Süleymaniye Vakfı | Sözleri sadece şuydu: "Rabbimiz! Günahlarımızı ve davranışlarımızdaki aşırılıkları bağışla! Ayaklarımızı kaydırma! Şu kafirler topluluğuna karşı bize yardım et!” |
Tefhim-ul Kuran | Onların söyledikleri de şu sözlerden başkası değildi: 'Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla. Bize sebat ver. Kâfirler güruhuna karşı bize yardım et.' |
Ümit Şimşek | Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey Rabbimiz! Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!" |
Yaşar Nuri Öztürk | Onların söyledikleri "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (yolunda sabit kıl) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi. |