Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 A'lâ (pek yüce o lan) Rab binin ismini ( سُحْاَنَ رَبِّيَ الْاعْلٰي diyerek) tes bîh et!
2 O ki, (herşeyi) yaratıp (ardından) düzene koydu.
3 Hem O ki, (herşeyin maslahatına uygun olanı) takdîr etti de (ona, o takdîr ettiği şeye giden bir) yol gösterdi.
4 (4-5) Ve O ki, yeşillikleri çıkardı, sonra da onu kapkara bir süprüntü hâline getirdi.
5 (4-5) Ve O ki, yeşillikleri çıkardı, sonra da onu kapkara bir süprüntü hâline getirdi.
6 Sana (Kur’ân’ı) okutacağız, artık unutmayacaksın!
7 Ancak (eğer isterse) Allah’ın (unutmanı) dilediği müstesnâ. Şübhesiz ki O, açık olanı da bilir, gizleneni de.
8 Ve seni en kolay olana (İslâm dînine) muvaffak kılacağız.
9 O hâlde eğer nasîhat fayda verirse, (artık onlara) nasîhat et!
10 (Allah’dan) korkan nasîhat alacaktır.
11 En bedbaht olan da, ondan kaçınacaktır.
12 O (bedbaht) ki, en büyük ateşe girecektir!
13 Sonra orada ne ölecek (ki kurtulsun), ne de yaşayacak!
14 (Günahlardan) temizlenen kimse, gerçekten kurtuluşa ermiştir!
15 Rabbisinin ismini zikredip, namaz kılan da!
16 Fakat (siz) dünya hayâtını üstün tutarsınız!
17 Hâlbuki âhiret daha hayırlı ve daha devamlıdır!
18 (18-19) Şübhesiz bu (anlatılanlar) elbet (daha önce peygamberlerimize indirdiğimiz) ilk sahîfelerde, İbrâhîm’in ve Mûsâ’nın sahîfelerinde (de) vardır.
19 (18-19) Şübhesiz bu (anlatılanlar) elbet (daha önce peygamberlerimize indirdiğimiz) ilk sahîfelerde, İbrâhîm’in ve Mûsâ’nın sahîfelerinde (de) vardır.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰىۙ 1
اَلَّذ۪ي خَلَقَ فَسَوّٰىۙۖ 2
وَالَّذ۪ي قَدَّرَ فَهَدٰىۙۖ 3
وَالَّـذ۪ٓي اَخْرَجَ الْمَرْعٰىۙۖ 4
فَجَعَلَهُ غُثَٓاءً اَحْوٰىۜ 5
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسٰىۙ 6
اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفٰىۜ 7
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرٰىۚ 8
فَذَكِّرْ اِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرٰىۜ 9
سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشٰىۙ 10
وَيَتَجَنَّبُهَا الْاَشْقٰىۙ 11
اَلَّذ۪ي يَصْلَى النَّارَ الْـكُبْرٰىۚ 12
ثُمَّ لَا يَمُوتُ ف۪يهَا وَلَا يَحْيٰىۜ 13
قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ 14
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ 15
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۘ 16
وَالْاٰخِرَةُ خَيْرٌ وَاَبْـقٰىۜ 17
اِنَّ هٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْاُو۫لٰىۙ 18
صُحُفِ اِبْرٰه۪يمَ وَمُوسٰى 19
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰىۙ
A'lâ (pek yüce o lan) Rab binin ismini ( سُحْاَنَ رَبِّيَ الْاعْلٰي diyerek) tes bîh et!
1
اَلَّذ۪ي خَلَقَ فَسَوّٰىۙۖ
O ki, (herşeyi) yaratıp (ardından) düzene koydu.
2
وَالَّذ۪ي قَدَّرَ فَهَدٰىۙۖ
Hem O ki, (herşeyin maslahatına uygun olanı) takdîr etti de (ona, o takdîr ettiği şeye giden bir) yol gösterdi.
3
وَالَّـذ۪ٓي اَخْرَجَ الْمَرْعٰىۙۖ
(4-5) Ve O ki, yeşillikleri çıkardı, sonra da onu kapkara bir süprüntü hâline getirdi.
4
فَجَعَلَهُ غُثَٓاءً اَحْوٰىۜ
(4-5) Ve O ki, yeşillikleri çıkardı, sonra da onu kapkara bir süprüntü hâline getirdi.
5
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسٰىۙ
Sana (Kur’ân’ı) okutacağız, artık unutmayacaksın!
6
اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفٰىۜ
Ancak (eğer isterse) Allah’ın (unutmanı) dilediği müstesnâ. Şübhesiz ki O, açık olanı da bilir, gizleneni de.
7
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرٰىۚ
Ve seni en kolay olana (İslâm dînine) muvaffak kılacağız.
8
فَذَكِّرْ اِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرٰىۜ
O hâlde eğer nasîhat fayda verirse, (artık onlara) nasîhat et!
9
سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشٰىۙ
(Allah’dan) korkan nasîhat alacaktır.
10
وَيَتَجَنَّبُهَا الْاَشْقٰىۙ
En bedbaht olan da, ondan kaçınacaktır.
11
اَلَّذ۪ي يَصْلَى النَّارَ الْـكُبْرٰىۚ
O (bedbaht) ki, en büyük ateşe girecektir!
12
ثُمَّ لَا يَمُوتُ ف۪يهَا وَلَا يَحْيٰىۜ
Sonra orada ne ölecek (ki kurtulsun), ne de yaşayacak!
13
قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ
(Günahlardan) temizlenen kimse, gerçekten kurtuluşa ermiştir!
14
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ
Rabbisinin ismini zikredip, namaz kılan da!
15
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۘ
Fakat (siz) dünya hayâtını üstün tutarsınız!
16
وَالْاٰخِرَةُ خَيْرٌ وَاَبْـقٰىۜ
Hâlbuki âhiret daha hayırlı ve daha devamlıdır!
17
اِنَّ هٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْاُو۫لٰىۙ
(18-19) Şübhesiz bu (anlatılanlar) elbet (daha önce peygamberlerimize indirdiğimiz) ilk sahîfelerde, İbrâhîm’in ve Mûsâ’nın sahîfelerinde (de) vardır.
18
صُحُفِ اِبْرٰه۪يمَ وَمُوسٰى
(18-19) Şübhesiz bu (anlatılanlar) elbet (daha önce peygamberlerimize indirdiğimiz) ilk sahîfelerde, İbrâhîm’in ve Mûsâ’nın sahîfelerinde (de) vardır.
19

Sureler

Mealler