|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰىۙ En Yüce olan Rabbinin ismini tesbih et! |
1 |
|
اَلَّذ۪ي خَلَقَ فَسَوّٰىۙۖ O ki, yaratıp, en mükemmel şekil ve sisteme koyar; |
2 |
|
وَالَّذ۪ي قَدَّرَ فَهَدٰىۙۖ Ve O’dur ki, her şey için bir ölçü (belli bir hayat, belli hususiyetler, bir gaye) takdir ve tayin buyurup, onu bu gayeye yönlendirir. |
3 |
|
وَالَّـذ۪ٓي اَخْرَجَ الْمَرْعٰىۙۖ Yine O’dur ki, otlakları, yeşillikleri çıkarır; |
4 |
|
فَجَعَلَهُ غُثَٓاءً اَحْوٰىۜ Sonra da onları çürüyüp kararmış atıklara çevirir. |
5 |
|
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسٰىۙ (İnsanların hidayeti için) Kur’ân’ı kalbinde yerleştirip sana öğretecek ve başkalarına okumanı sağlayacağız da, artık sen ondan hiçbir şey unutmayacaksın; |
6 |
|
اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفٰىۜ Ancak Allah’ın başka türlü dilemesi müstesna. Hiç şüphesiz O, (senin zahir ve bâtın hallerin dahil,) açık olanı da, gizli olanı da bilir. |
7 |
|
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرٰىۚ Biz, her hususta gayeni en kolay şekilde gerçekleştirmen için yürümen gereken yolu sana kolaylaştıracağız. |
8 |
|
فَذَكِّرْ اِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرٰىۜ Öyleyse sen, nasihat ve hatırlatmanın fayda vereceği her durumda nasihat et ve hatırlat. |
9 |
|
سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشٰىۙ Muhakkak ki Allah’dan korkan öğüd alacaktır. |
10 |
|
وَيَتَجَنَّبُهَا الْاَشْقٰىۙ Ama ondan geri durur kötülükte benzeri olmayan bedbaht, |
11 |
|
اَلَّذ۪ي يَصْلَى النَّارَ الْـكُبْرٰىۚ En büyük Ateş (olan Cehennem’e, hem de en kızgın yerine) girer yanıp kavrulmak üzere. |
12 |
|
ثُمَّ لَا يَمُوتُ ف۪يهَا وَلَا يَحْيٰىۜ Artık orada ne ölüp kurtulur, ne de rahat yüzü görür. |
13 |
|
قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ Oysa şurası kesin ki, kurtulmuştur (inkârdan, şirkten, günahlardan, mal sevgisinden) arınan; |
14 |
|
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ Ve Rabbisinin adını anıp, namaz kılan. |
15 |
|
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۘ Ama siz (ey insanlar), dünya hayatını sevip tercih ediyorsunuz. |
16 |
|
وَالْاٰخِرَةُ خَيْرٌ وَاَبْـقٰىۜ Oysa Âhiret, (dünyadan) hem çok daha hayırlı, hem de devamlıdır. |
17 |
|
اِنَّ هٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْاُو۫لٰىۙ Bütün bu gerçekler, elbette önceki Sahifelerde de vardı; |
18 |
|
صُحُفِ اِبْرٰه۪يمَ وَمُوسٰى İbrahim’e ve Musa’ya verilen Sahifelerde. |
19 |