|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالْعَـادِيَاتِ ضَبْـحاًۙ (1-2) Andolsun o hızlı hızlı koşanlara. Sonra o çarparak ateş saçanlara. |
1 |
|
فَالْمُـورِيَاتِ قَـدْحاًۙ (1-2) Andolsun o hızlı hızlı koşanlara. Sonra o çarparak ateş saçanlara. |
2 |
|
فَالْمُغ۪يرَاتِ صُبْحاًۙ Sonra sabahleyin baskın verenlere. |
3 |
|
فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاًۙ Sonra onunla toz duman karıştıranlara. |
4 |
|
فَوَسَطْنَ بِه۪ جَمْعاًۙ Sonra onunla bir topluluğun ortasına girenlere (andolsun ki), |
5 |
|
اِنَّ الْاِنْسَانَ لِرَبِّه۪ لَكَنُودٌۚ Muhakkak o insan, Rabbi için elbette nankördür. |
6 |
|
وَاِنَّهُ عَلٰى ذٰلِكَ لَشَه۪يدٌۚ Ve şüphe yok ki o (insan) bunun üzerine (bu nankörlüğüne) elbette bir şahittir. |
7 |
|
وَاِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَد۪يدٌۜ Ve şüphesiz ki o servet muhabbeti için pek şiddetlidir. |
8 |
|
اَفَلَا يَعْلَمُ اِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِۙ Bilmez mi ki, kabirlerde olanlar fırlatılacakları zaman, |
9 |
|
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِۙ Ve sinelerde olanlar, toptan izhar edildiği vakit, |
10 |
|
اِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَب۪يرٌ Şüphe yok ki, Rabbleri o gün onlara (ait bütün işlerden) elbette haberdardır. |
11 |