|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالْعَـادِيَاتِ ضَبْـحاًۙ And olsun Allah yolunda koştukça koşanlara; |
1 |
|
فَالْمُـورِيَاتِ قَـدْحاًۙ And olsun kıvılcımlar saçanlara; |
2 |
|
فَالْمُغ۪يرَاتِ صُبْحاًۙ Sabah sabah akına çıkanlara; |
3 |
|
فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاًۙ Ve tozu dumana katanlara; |
4 |
|
فَوَسَطْنَ بِه۪ جَمْعاًۙ Düşman topluluğunun içine dalanlara ki: |
5 |
|
اِنَّ الْاِنْسَانَ لِرَبِّه۪ لَكَنُودٌۚ İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. |
6 |
|
وَاِنَّهُ عَلٰى ذٰلِكَ لَشَه۪يدٌۚ Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir. |
7 |
|
وَاِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَد۪يدٌۜ Gerçekten mala da pek düşkündür. |
8 |
|
اَفَلَا يَعْلَمُ اِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِۙ (9-10) İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi? |
9 |
|
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِۙ (9-10) İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi? |
10 |
|
اِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَب۪يرٌ Doğrusu Rableri o gün onların her şeyinden haberdardır. |
11 |