|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ Yaratan rabbinin adıyla oku/okuyup paylaş! [*] |
1 |
|
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ O insanı alaktan (embriyodan/bir hücreden) [**] yarattı. |
2 |
|
اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ Oku, rabbin sayısız ikram edendir. |
3 |
|
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ O, kalem ile öğretti. |
4 |
|
عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ (o), insana bilmediklerini öğretti. |
5 |
|
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ Hayir Hayir (okumamaktan) sakın! Her insan; (Kur’an’ı anladığı dilde okumaz ve Rabbini Kur’an’dan tanımazsa) azar/azgınlaşır, |
6 |
|
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ Kendini müstağni/yeterli görmekle! |
7 |
|
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ Oysa dönüş Rabbinin huzurunadır. |
8 |
|
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ Engelleyeni gördün mü; |
9 |
|
عَبْداً اِذَا صَلّٰىۜ (namaz kılıyorken, Kur’an okuyorken, davet ediyorken) ibadet eden bir kulu? |
10 |
|
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰىۙ Gördün mü, ya o (engellenen/ibadet eden) doğru yol üzerindeyse? |
11 |
|
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ Yahut, takvayı/kötülüklerden uzak durmayı emrediyorsa? |
12 |
|
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ Gördün mü; ya o (engelleyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyorsa?! |
13 |
|
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ Bilmez mi ki Allah, kesinlikle herşeyi görüyor! |
14 |
|
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ۬ لَنَسْفَعاً بِالنَّاصِيَةِۙ Hayır hayır! Eğer vazgeçmezse, onu alnından/perçeminden (yaptıklarıyla) yakalayacağız; |
15 |
|
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍۚ O yalancı günahkarın perçeminden/alnından. |
16 |
|
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۙ O halde çağırsın adamlarını! |
17 |
|
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَۙ Biz de zebanileri (azap meleklerini) çağıracağız. |
18 |
|
كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ Kesinlikle hayir, ona (engelleyene) boyun eğme; (sen yalnız Allah’a) secde/itaat et ve (secde ederek O’na) yaklaş/bağlılığını göster. |
19 |